Ateş Yarası
Maviliklere sarıyorum sessizliğimi
Gönlümün kıyısına vuran hırçın dalgaları Bulutlardan düşen yıldırımları Sayıyorum hayata korkusuz savruluşlarımı Bozduğum yeminler ile çoğalıyorum Ömrümün çapraz kurların da Çeşit çeşit anlamlar buluyorum Yenilmediğim vedaların satırların da Sığınıyorum içimde kaybolmayan çocuğa Bir tek o anlıyor çoklu kimsesizliğimi Sorgusu bitmeyen çelişkiydi, gönlün yaralanması Savunmasız dertlerden arta kalan acılardan doğar insan Kalabalık kentin çıkmaz sokaklarında kaybolmuş Kınına sığmayan öfkemin esiri, suskun çığlıklarım Karaladığım beyaz satırlarda beliriyor Yorgun gözlerim Yorgun, bulanık ve karmaşa Feryadı duyulmaz yaşanmışlıkların Soğuktur ölümün adı Yargısız infazların idamı acı Susmuşuz sorulan sorgularda Soğumaz Ateş yarası olmuş yanlarımız Bedeli büyüktür, yaşama vuran anlamsızlıkların Duymazlığıma sayıyorum, unuttuklarımı Kaybolmuş ruh hallerine benzetiyorum Eli kirlilikleri Alnımdan akan teri siliyorum Paçavraya dönmüş düşünceler ile Beklentisiz gülümsüyorum Yüzüne gül düşen insanlara Çağ dışı olup, çağlıyorum sevilesi zamanlara s.c |