Masalları Kutsadım GözlerindeŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ezik büzük aynaları
kırdım sır hiçbir gara konuşmayan trenlerin uyku halidir... gözlerine bakmak lirik bir ağlayışın ayaklanmasıdır gülün bağrındaki kokuya karışmak gibi tenimde bir bahçe koşup duruyor yağmurlara kadınlığım, suskun puskun alışkanlıklarını bir türküye döker şimdiye kadar kimseye anlatmadığım düşlerle yere indiririm bulutları kırık bir keman sesi dinlendirir çatlayan sabahların hüznünü içimde fırtınalar koparken ılık bir meltem eser peşinde çocuk şenliği uçurtma ferahlığı kışkırtır yasadışı rüzgarları yeniden yazılır bulanık hikayeler istediğimiz kadar güneşe bakabiliriz artık gölgemin kabuğunu soyduğumda tenimin asırlık renksizliği uçar gider şehirlerin üstünden diz çöker önümde tüm mevsimler öldürmeye meyilli kanserli bir hücre gibi gelemez Eylül ebem kuşağı alır götürür can kırıklarını baharı bekleyen mutsuz insanlar küsmüş mutluluk çabalamaktan vazgeçen ömür duaya muhtaç huzur kaygıdan korkuya koşturan ruhlar duysun beni yüzü balçıkla sıvalılar eksikse düşlerim beni tamamla sevinç biliyorum birgün Tanrı onaracak kalplerin kimliğini mehtabın yemini vardır suda yanarken bizi yanına çağıracak ateş ve su yaşama hükmeder saçlarımın ucunda titriyor ecel ay biraz daha soyunur kimsesizliğinden zaman, masum bir iskelede şefkatini bırakır enginlere deniz göğüne çağırır tüm kuşları özgürlük uçmak çırılçıplak! dün, topraktan toplar tüm şarapnel mutsuzlukları üşüyen çiçekler gülümser binlerce renk şaşkındır veba çağında davulu zurnası semada saklı aşka sevda bilmezlerin uykusu kaçar fidan gibi delikanlılar alkış tutar eli kınalı kızlar barışın yüreğinden toplar çeyizini sevdiğim biz masalların içinden çıkarız bir şiirin en şehvetli yerinde hatırlanıncaya kadar ben senin dudaklarında kaybolurum bir tek kuşlar bilir saklandığım yeri... |