Omuzumda ki onca tanıklığın ağırlığıydı İçimdeki o ılık yankı…
Başıboş diz(e)lerde Bir katre mısra sustum Az önce…
Hadi çözelim kirpiklerimizde ki gecenin düğümünü de…. De si Hangi cesede döneceğiz yüzümüzü o vakit… Ya da hangi şekli daha az acı verir ölümün? Ya da gözlerini dili niyetine kullanan çocukların içtenliğinden alsak az biraz Kaç vakit yürüyebiliriz o vakit söyler misiniz? Çarıklarında ki delik işlerken ciğere ciğere Uykulara dalabilir mi kalbi etine kıymık kıymık batarken insan?
Ne zamangeceye dönsem yüzümü Bir yürek çarpıntısı talanı Yirmilik diş ağrısı çırpınışı Ya da bir iç sesin diş sıkımı saltanatı çehremde…
İğdiş yıldızlar altında kuşların ölü gagasının ıslığı değiyor tenime Miktarınca reddiyesi yaşamı Kuş bakışı donukluğundan…
Acıyı heybeye koyarken umut yerine Yol atlası yaşanmışlıkla Göç kokusuna doğru yol alıyoruz İçimizin dününden bugününden yarınından ikrarla bahsederken bir iki meczup kelam Ya sabır elçisiyle taş basıyoruz kanayan yetimize Genişliyor kuyular Yaralı çığlıkları silinmezken sabi kirpiklerinden Buğulu bir gece vakti içimize dönmenin iç sızısıyla Sayıklıyoruz örtülü zamanları anımsayarak Yaşarken ölümü düşünmenin o ketum açlığını…
Üşümeye yüz tutmuş dönek yalnızlıklar Ağlaşırken stran içrelerinde Köy bacalarında ki dumanları anımsayan Üç beş yazmalı nasırlı yürek Bir iç çekişle göğe kaldırıyordu başlarını Kara kuru birer şekildi herşey o saatlerde Damlıyordu oyalarına hasret ılık iç çekişlerle…
Türkülere karışırken kin nefret Sana bana herkese benzeme uğruna Susturarak çözümler bulunuyordu Alnından vurulası hayallere bağlandıkça umutlar Çocuklar uyanmıyordu uykularından Hayallerde buluştukça Anlıyorlardı çoğunlukla yaş(l)a(n)dıklarını Sesi bulutlu Sesi rüzgarlı Sesi susturulmaya yargılı masallarında Okundukça tozpembe altı çizili satır aralarını Birbirine küs çocuklar büyüyordu mahzenlerde Düşsüz odalarda fısıltılar seçip paylarına…
Ay’ın yıldızların yalnızlığından söz edip Satarken yüreklerini birinci elden şairler Aldırmıyor yeni yetme bilinçleri Işıklı vitrinler önünde yutkunurken gözbebekleri Parçalanarak çoğaldılar yufka yürek Çoğalarak sustular küflü ekmeğin önünde saygıyla…
Bu kekeme zaman Yumruk kadar yüreklerin alın çizgilerine sıkıştırmıştı Acıyı Uzaklığı Ve birbirlerinin acısıyla uzaklığıyla çoğalmayı Ve iki sus arası ömrün özetini çıkarmayı öğretiyordu ustalıkla Kızılca tufandı akşam Yoksulluğun kekre sızısı dem vurunca gövdeye Bir muska gibi taşıyorlardı onuru yürek üstlerinde Sır gibi kapanırken gece gözlerinde Kapkara bir çift göz kesiliyorlardı Kederi ezeber ede ede…
Karıncalanmış sesle Herkes kendi kelimelerinin hapsinde B/anane deyin sizde bir zahmet bahane üretinde…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yol Atlası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yol Atlası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ah şu türküler yok mu ? Vakitsiz gülüşlerin intihar temsilcisi Biz susarken hayatın dolambaçlarında Yıldızların en siyahı vururdu gölgelerimize
Gölgeler, izi sürülmez bir tükeniş Yorgun uyanışların saklanmış vedası Düşmansa artık en yabancı zulümler kendine Yoksalar çığlıksa tarifsiz bir yüreğe
Yürek sesini öyle güzel yansıtmıssın ki şiire okuyan içine giriyor şiirin,yürek coşmuş kalem yazmış,yüreğinize sağlık,kaleminiz daim olsun,saygı ve selamlarımı sunarken,Tüm evrendeki sevgileri size,tüm güzel çiçekleri sayfanıza bırakırken,sayfanıza gelen dostlarımızada saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Türkülere karışırken kin nefret Sana bana herkese benzeme uğruna Susturarak çözümler bulunuyordu Alnından vurulası hayallere bağlandıkça umutlar Çocuklar uyanmıyordu uykularından Hayallerde buluştukça Anlıyorlardı çoğunlukla yaş(l)a(n)dıklarını Sesi bulutlu Sesi rüzgarlı Sesi susturulmaya yargılı masallarında Okundukça tozpembe altı çizili satır aralarını Birbirine küs çocuklar büyüyordu mahzenlerde Düşsüz odalarda fısıltılar seçip paylarına…
begenıyle okudum yürek damlalarını selam ve saygılar
Vakitsiz gülüşlerin intihar temsilcisi
Biz susarken hayatın dolambaçlarında
Yıldızların en siyahı vururdu gölgelerimize
Gölgeler, izi sürülmez bir tükeniş
Yorgun uyanışların saklanmış vedası
Düşmansa artık en yabancı zulümler kendine
Yoksalar çığlıksa tarifsiz bir yüreğe
Mahsundur diller yasakları boyunca...
Ş i i r okumak güzeldi gerçekten
Selamlarımla...