Sonunda seni de kısalttım ömrüm kadar ve birer birer kapattım şehrin ışıklarını Şimdi zaman ruhumuzu avutan sessiz bir yabancı..
Esrik akşamların melodisinde bıraktım sözcüklerimi. Lal notalar düştü peşime eylül acılarından... Bir nebze bahar, iki tutam gözyaşı Ayıldıkça ve ayrıldıkça, ne ölümler sıralı, ne de yaşamak ölesiye pahalı..
Susuz bir yaz ertesi, söndürdüm sigaramı nehirlere karşı.. Sonra köprüler geçtim yalınayak, düş’ü çıplak.. Kaybettim göz göre göre içimdeki çocuğun ellerini ve bağladım yazgımı ucuz bir gülüşe..
Kavruldum akşam akşam bir sabahın gürültülü uyanışında.. Ansızın panzerler geçti üstümden, anlatamadım. Çaresizliğin kıvrımlarını kucaklayıp, sakladım, hep sakladım..
İşte böyle usta.. Diyeceğim şu ki senden aldığım ne varsa, usulünce koyuyorum yerli yerine ve tüm kuyulardan çekiyorum hayallerimi..
Artık zaman, ruhumu gülümseten sonsuz bir aşk’ı dinleme vakti...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çıplak Hüzün şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çıplak Hüzün şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.