Şiirin DudağıBen İnce bir şiirdim dudağımın üstünde Bazen güler bazense içli içli ağlardım gizlice Şiirdim ya Efkârımın üstüne giyinirdim dertli dertli Bir elim doğunun bereketini Bir elimse batının yükselişini gizlerdi Selamlardım Karadenizi, heybeti fikrimi gizlerdi. Öyle ya daha on sekizdi düşüncelerim Yeni yeni filizlenen aşkı bilirdim Yazılırdım rutubetleşen defter yapraklarının üstüne Bazen küfrederdim, bazense koşa koşa giderdim mutsuzluğa Ağlasamda, gülsemde yazılırdım ince bir sızının içine. Çocukluğumdu şiiir Haylazlıklarımı hatırlar, boş kalan yüreğimi avuturdum. Kanadı kırık martılarım vardı benim, öylesine hüzünlenen Ve ardı sıra uçup giden uçurtmalarım. Sevgilimdi uçurtma Rüzgârı ardına sürükleyen. Kimi zaman annem olurdu dolanıp dururdu parmaklarımın ucunda Ve babamın yoksulluğu çökerdi gırtlağıma, yutkunamazdım. Gözlerimi giyinirdi şiir Güneşin rengini saklayıp kirpiklerimin dibinde serinlenirdim. Birde deniz olurdum kimi zaman Öfkemi dizginleyen nehirler gibi derinleşir Çarşaf gibi serilirdim göğün göğsüne. Belediye banklarını severdim ara sıra Çünkü bir cümle dahi olsam, cinsi farketmeyen bir yüreğe dokunurdum. Ama bir ağacın gövdesi kadar mutlu olmadım hiç Adımın baş harfleri yazılmadığındandır belki Belki de yazacak bir harfim olmadığı içindir, bilmiyorum. ... Şiirdim sadece, suskunluğu severdim daha çok Çünkü suskunluğum şiirle birlikte geceye gömülürdü. |
tebrikler.
şiirin dudağı
tam bir mana odağı:))
selam ile