Ufkun Dudağında Gelincik TürküsüŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Senaryonun bir değişiği şu an sahnede... Devrimci - Ülkücü olarak ayırdılar; olmadı... İnsanlar öldü, kan aktı; ama bu ülke dimdik kaldı. Şimdi sahne daha genişledi... Silahlar da, kendini ilah bilenler de daha ağırlaştı...
Savaşları kapitalistler planlar Silah tüccarları organize eder Aptallar başlatır Masumlar ölür...
biz eskiden adaştık
umut, biriktirdiğimiz tüm sevdaların ortak adıydı türküler yakardık istikbale ufka bakmak yasaklanınca isimlerimiz bölgelere ayrıldı tarih dolusu hüzün eski lisanlarımızı özledi dünyayı söndüren Amerika doğurucular hudutlarımıza körebe katliamı dilini bellettiler bir ayrılığın ninnisiyle uyutulduk büyüdükçe başka bebeleri uyuttuk aynı ninniyle bir dolu ananın, güvercin gülüşleri yüzlerinden çekildi gelecek, özürlü bir serap gibi ruhumuzu eksiltti sanki gökyüzü yokmuş bu ülkede ürktük acılarımızdan ürktükçe daha çok küflendik netekim yalnızlaştık mahçuptuk uzun havalara anonim bir halayın elinden mendiller alındı birlik beraberlik çok yaralı bir ayrılıktı dayanalım diyen yoktu gök orada, gösteren de ay öksürdü deniz şafağa inledi dün oldu, bugün oldu, yarın oldu hayat çok geç oldu uzlaşamadık yaşamla aşk denilince güldük ’şakaya bak’ ne tekim usulca yalanlaştı öpüşlerimiz usulca öldük,,, tabutlarımızın ziyaretçileri azaldı biz eskiden aynı gözyaşıydık aynı gülüştük aynı kızıl gülün direnciydik aynı çocuğun ıslık sesiydik netekim gelinciklerin boynunu kırınca yaşamın kapitalist kolları çayırlarımız kurudu adaletsiz bir kışın yönetimine geçti mevsimlerimiz ne tekim sinsice büyüdü kimsesizliğimiz yalnızız işte rüzgârın tüyleri diken eden uğultusu kadar yalnız ben varım kalbimin tüm birikimini güneşe bağışlamaya benimle gelir misin seninle biz omuz vuralım karanlığın kapısına seninle biz karışacağız ışığın şerefine... |