Kardeş MaviBir türkü ağla bana Çiğ dudağından Çimen yeşili…. Ya da bir mum alevi yan Yıldızların ardından Telli turna mahmurluğunda... Sözcüğün gölgesiyim duvar diplerinde Bilincini yitirmiş yersiz gülümseyişim Çoban ateşiyim dağ başlarında Kepir ayrılıklara bulut taşıyan Taş merdivenlerde esen rüzgârım Yüzümün mezara bakan penceresinde Pusatsız bir soruyum “bir veda havasında” eğilir alın yazım Ömrümün buhurdan sürgününe… Bana bir türkü söyle ay doğmadan yüzüme Dönüşmeden gözyaşım siyah sulara Ana eteklerinden bit taş vur yüreğime -ölüme yıllardır ağıtlanan usulden- Korkuyla çoğalırken ıslıklarımız Çığlıkları örselesin rüzgârın gürleyişi Yılan gibi kıvrılan ırmak boylarından Adres değiştirsin boz bulanık masallar Kerpiç evlerin dudağında nem olsun bir katre sevinç Boğmadan hünerli ellerimizle umutları Konuk olmasın kimse karanfil ülkesinde … Bana bir türkü sus edip Namlusunda gül olsun Körpe kirpiklerinden bahset küçücük çocukların Gökyüzü tıkanmasın deli mavi boğazımıza Sırtıyla hiçlemesin hiç kimse Kimseleri Taşımasın zaman paramparça kadranını göğsünde Gün olsun edip İnce sazdan dökülsün şahdamarıma derman derman Gülsün gözleri yedi renk çocukların Geceyi arkama aldım edip Yıldızlar onurlu bakıyor hâlâ Durma bir türkü sus Işık ışık bir gülüş Gökyüzü incelikli Kardeş mavi … Farkımız olsun bir mızrap içtenlikli... Hazal karadağ |
Nasıl güzel nasıl anlamlı bir şiirdi bu.
Sesi yankılanmış.
Olsun can'ım farkımız olsun.