SENSİZ OLUNMAZ
I-
Eş zamanımda askılı duygusuzluğumu çıkardım üzerimden Daha ne olabilir ? demiştim, daha başka nasıl acıyacak aklım Düşümde, düşmüştün. Ellerimi uzattığımda yaşlıydı iki gözün Dayanamaz hüznüne, çarşı pazar kalabalığında ihtiyar gönlüm Koştum; aslında alacağımda satacağımda bir iki kilo hüzün, Dahası, eksik şair gülüşümden, sevgimden, iki demet de neşemden , Ellerim serttir, yılların rüzgarından. narin avuçlarını incitmem Ama yinede kırgınlığın süzer, buz tutmuş kirpiklerinin ardından Ben aslında senin bildiğim tüm kırgınlıklarını koydum bir sepete Sarı yumurtalar sarı saman içinde, kalbin ipek bezler içinde II- “Yıllar geçti, kırlangıç kanatlarında ve tüm hızıyla… sahipsizliğine ağladı kalp, boşluğuna isyan etti akıl, gün oldu hırpalanmış, gün oldu eğrelti yüksekliğinde kandırılmış bir adam şekli, ama hepsinin sonunda sevdasız ve sevgiden uzaklaşmış kifayetsiz bir kukla.. şimdi sana uzatır yılların acımadığı sert ve nasırlı ellerini, son bir yalvarıştır aslında, son bir umut, beklide yılları yavaşlatma çabası.. aşkı bilmezlik, sevgiyi bilmezlik… göz bebeklerine oturan kandan belli, kardelen görür seni; soğuğun ve karın hiç eksilmediği kalbinde, bir kardelen… acırmısın ona acıyacakmısın ?” III- “ Bağımlılar gibi hissediyorum kendimi, aşkının ve sevginin engin bağımlısı bazen korkmuyor değilim hani....korkum sana olan düşkünlüğümden değil sen olduğun sürece aşkla doluyum sürekli ve heyecanlıyım her düşündüğümde...ama bir gün gidersen silersen beni hayatından.... işte o zaman senin kalbimde açacağın o derin boşluğu nasıl tedavi edebilirim bilmiyorum evet korkuyorum bir gün sensiz kalmaktan, silik soluk kelimeleri karışmış okunamayan bir yaftayı boynuma asıp, uzak mahallelerin delisi olmaktan, kokunu taşıyan tüm varlıkları ceplerime koyup taşımaktan, dudaklarımı hiç bir zaman benim olmayan ve olamayacak bedenine dokunduramamaktan, adımı söylerken aldığım hazzı özlemekten kısacası uzuncası her ne haltsa sensiz yaşayabilmekten korkuyorum." Sis; halsiz gözlerimi kapatıyor, mavi beyaz yumuşak elleriyle Nemli kirpiklerime oturmuştu ağrıyan tutsaklığı nefesime Kuru çalılıkları takılırdı kısmetsizliğimin yalnızlığına Ha boğuldum ha boğulacak sadece gören iki göz der ya bazısı O bazıları gözleri görüpte kalpleri kör olanlardır aslında Aydınlık sensin ben gözü kör olmayı yeğlerim kalbim kör olacaksa O ela gözler sisin mavi ellerini sonsuz şiire çevirdi ya Sonunda da bestesi ağrılı olurdu kalbimin gelmeseydin eğer Sevmeseydin kucaklamasaydın beni, öpmeseydin eğer gözlerimi Nefesin Ilgaz çayırlarından buram buram kekik kokusu estirir Gediz akar kendi yeşiline aşık, gül kırmızıya ben sana aşık |