SENİ KAYBETMEKTEN KORKARIM...
Ey benim içime sığdıramadığım pembe şeker sevgilim,
bütün gün seni aradım aklımın her bir köşesinde... Her bir bulduğumda gamzelerine düştüm, çocukça gülüşünü sevdim... parmaklarım saç diplerinde dolaştı ağırdan ağırdan, her kaybedişimde arkandan baka kaldım, endamın yürüyüşünle muhabbetteydiler….. öylesine şaşkın bir sevdadayım ki ellerin ellerimde ateş parçası, yanmaktan değil seni kaybetmekten korkarım. Gece düştü, bak; şehirli bakışlarının üstüne Yıldız ayıklarsın içine sarmalandığım saçlarından Heyecan; dudaklarında çırpınan güftelerin susuzluğunu yaşıyor Ayaklarını sürüyorsun tüm zorunla, hey !! Dönemezsin, gidemezsin Şu esen rüzgâra inat, kal Şu yağan yağmura , Denizin karaya vuslatına inat kal Bak! Uzaklardan, eski bir türküyü taşıyor masamıza rüzgar… türkü eski, hatıralar kadar hemde , bizde eskiyiz seninle ama hiçbir hatıramız yok değilmi ? ne kadar kötü yıpranmışta olsa, kaybolmuşta olsa sahip olamamak bir şeylere, sevilmemiş yada sevilememiş olmak… ama eğer şimdi kalırsan yanımda canımdan öte severim seni, eskimişliklerin yerine koyacak bir şey buluruz elbet, evet seni kaybetmekten korkarım. Deli gibi korkarım hemde, vaktin iki damla gözyaşına sözü olmaz herhalde… ağlamak istermisin benimle ? şöyle birer tek atarken hemde…. gitme be pembe şekerim, kal ! kal, biraz daha masamda… |