9
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1431
Okunma

Gam ki kim/sesi sızılı yüreklerin..
Kaç şiirle dirilir ki bir şehir?
Ya da kaç yıldız daha söner uzaklığın karanlığında ki ayrılıklara?
Satırsız yaprakların çığlığını biriktiriyorum
Hangi ürperişin sonbaharı bilmeden
Kucaklarken âmâ bakışlarımı süveyda
C/an sökümü kafiyeler mayalıyor hikâyem
Her haykırış faslında …
Kaç mağrur dize şamar vurur geçmişe?
Ki sen(d)elemeye meyilli avuçlar dik durabilsin göğe...
Teni katran kara sarmalayınca gece
Ola mı ki cümleyi kuşandıkça adam olsun her hece…
Gönlümün hayal beldesinde kırıktır kanatları kuşların
Ümitsizlik ilişmiş gagalarına
Sadaklardan fırlayan oklar misali
Mıhlanır ağıtları Can’ım anaların gözyaşlarına
oyyyy ki
Yaralar leyli ruhu gamzesiz zılgıtlarla…
Girdabındayım Kıt’alardır düşüncelerin
azab-ı içiyorken kınalı gelincikler
Karanlıklar gaip seslerimle harman
Stran seslerinde azalıyorken
Karanlıklar asiliğime zılgıtlı ferman
Dökülüyorken damla damla zul gelen hakikatler
Karanlıklar üşüyen çocukluğuma siyah şal derman…
Oysa karıncalar duyuyordu fısıltılarını suların nefesinin !
Göreli beri yanılgıları hüsrana kalkar ellerim
Öğütülür ömrüm revan sunaklarda sessizliğimce
Umudum o ki ömürevimin suskun sabahlarından birinde
Bir Mesih doğursun bir Havva
Kıyama kalksın tan
Ve muhrik nağmelerini söylesin hüdhüd
Kalmasın nedenler ve niçinler
Zincirlenmesin güneşli günde yalın ayak adımlar…
Ölmesin sabi sübyan...
Gördükçe sayfalarda kanlı resimler
Gece b/akar yüzüme
Ölürüm o vakit usulünce…