Birlikte doğmuştuk ya, fışkırmıştın topraktan. Ben kundakta, sense minicik bir yaprakta… Kocaman bir çınar vardı yanında; atan... Korurdu seni koca gövdesiyle, uçan kuştan. Babamın kucağında gezen ben, Kadim dostu atanla, o zaman tanıştım bilmeden. Babam basmazdı üzerine senin, Sulardı hatta bıkmadan. Atan da gölgesini verirdi babamla bana, Usanmadan...
Ben büyüdüm, sen büyüdün... Boy ölçüştük durmadan. Öylesine alıştım ki sana, Hüzünlenince, döktüm duygularımı, bağıra bağıra. Ağlayınca, yaşlı gözlerimi kuruttun rüzgârınla. Gülünce, sallandın keyifle karşımda.
Hey gidi koca çınar hey!
Babam çökmüştü ya birden, Hain yumrular sarmıştı içerden. O, hastanede benimle can derdindeyken, Gelmiş şafak vakti sana, eli kanlı hainlerden. Babam kollarımda veriyor son nefesi, Ben hastanede çaresiz... Aynı anda, atan yedikçe baltayı Devriliyor üzerine, incitmeden gövdeni. Dalın kırılıyor o an... Atandan hatıra kalıyor bir yanındaki eksiklik. Son nefesi yakıyor yüreğimi benim de, Babamdan hatıra işte, o yüreğimdeki yanık...
Görülecek acı günlerimiz varmış be dostum. Haç şeklinde bir masadan koku yayılıyor, Vurulan neşterden sadece ölüm akıyor. İki gün geçiyor aradan; duruyor bende nefes. Babam kolunu atıyor boynuma; Tıpkı bir zamanlar, benim elim onun boynunda gibi. Nefesini üflüyor yüreğimin yanık yerine. Uğultu duyarken derinden, "Döndü" sesleri esiyor yüreğimden. Bir koşturma ki; sanki yeniden doğum...
Hey gidi koca çınar hey!
Gece idi hani... Uğultu yırtarken karanlığı, Devrilişindeki o hazin sesi, duyamadım ben. Kahrettim fırtınaya şafak vakti. Kırılmış dallarınla, mahzun yatan gövdenle Bekler gibiydin ben dostunu... Ne dost ya? Mışıl mışıl uykusunda, ölüm izleyen dost!
Şimdi tam orta yerdeyim kadim dostum. Hınçla gelmekte kalabalık üzerime, Gözümde canlanmakta roman… Hani duyuluyor ya sesler; "Vurun Kahpeye!"... Linç başlamak üzere, değmekte sopalar. Bir yanımda babam karşılamakta, Diğer yanımda, sen çınar!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hey Gidi Koca Çınar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hey Gidi Koca Çınar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Baba çınar gibidir, meyvesi olmasa da, gölgesi yeter" Özellikle bu sene bir çok yerde gördüğüm, doğruluğu ve edebi değeri ile halk kültüründe yerini almış bir ifade...
Necip Fazıl üstadın, "Bir Adam Yaratmak" eserini akla getirdi şiiriniz, Mehmet Tahir İkiler'in son derece başarılı sahnelemesi ile. Oradaki bir incir ağacıydı, ancak, çınar ağacı, şüphesiz, bir babayı daha güzel yansıtıyor.
Babalarımızın kıymetini bilmek dileğimle, duyarlı kaleminize sağlık.
Baba tamam, çınar neydi ki... Birlikte boy verip kök saldığı bir fidan birlikte yaşlanılan bir zaman... Zamana yayılmış bir mekan mı, ya da. Takvimi kalemin. Galiba hepsiyid. Şairin kendisiydi belki de, kaleminin içinde. Ama en çok da şiirdi işte.
Kurgu, anlatım... Şairden, kaleminden okumaya alıştığım durulukta dinginlikte ve memleket edalıydı şiir. Çınarlar ve serviler... Biri yaşam diğeri... İnadına çınardı şairin sırtını verdiği. Gerisi okurun kendi kalbinde hissettiği elbette.
Şİirin memleket edası olur mu? Hem de nasıl... Gurbet yoktu ki mısralarda. Her yanda baba, oğul ve hayattı sanki.
Beğeniyle okudum, yüreğinize sağlık usta Tebrik ve saygım ile...
/Koca çınarı kaybetmedim ben... Müşfik kolları yüreğimde her dem/
sadece bu dev dize için
bu şiirin ellerini öperim ben..
ki;
*Babam çökmüştü ya birden, Hain yumrular sarmıştı içerden. O, hastanede benimle can derdindeyken, Gelmiş şafak vakti sana, eli kanlı hainlerden. Babam kollarımda veriyor son nefesi, Ben hastanede çaresiz... Aynı anda, atan yedikçe baltayı Devriliyor üzerine, incitmeden gövdeni. Dalın kırılıyor o an... Atandan hatıra kalıyor bir yanındaki eksiklik. Son nefesi yakıyor yüreğimi benim de, Babamdan hatıra işte, o yüreğimdeki yanık...*
akşam ezanı okunuyordu hastanedeydik babam acılar içinde ağlıyordu ilk kez görmüştüm öyle ağladığını..Canı yanıyordu işte o an ölmek istedim diri diri gömülmeyi.. dışarı çıktım odadan hastanenin önünde Allahım ne olur babamı yanına al dedim şefkatine merhametine al ne olur. ben babam öldüğü gün öldüm o hep yaşadı çocukluğum öldü neşem mutluluğum öldü
ama o hep benimle bazen çok hastalandığımda alnımdaki dudaklarını hissettiğim gibi..
Rabbim mekanını cennet eylesin babanızın benim babamın ve ahiretteki tüm babaların..
ve kutlarım babalar gününüzü Rabbim sizi sevdiklerinize ve sevdiklerinizi size bağışlasın nice sağlıklı mutlu huzurlu babalar günlerine inşallah kandiliniz mübarek olsun..
Birlikte doğmuştuk ya, fışkırmıştın topraktan. Ben kundakta, sense minicik bir yaprakta… Kocaman bir çınar vardı yanında; atan... Korurdu seni koca gövdesiyle, uçan kuştan. Babamın kucağında gezen ben, Kadim dostu atanla, o zaman tanıştım bilmeden. Babam basmazdı üzerine senin, Sulardı hatta bıkmadan. Atan da gölgesini verirdi babamla bana, Usanmadan...
Ben büyüdüm, sen büyüdün... Boy ölçüştük durmadan. Öylesine alıştım ki sana, Hüzünlenince, döktüm duygularımı, bağıra bağıra. Ağlayınca, yaşlı gözlerimi kuruttun rüzgârınla. Gülünce, sallandın keyifle karşımda.
Hey gidi koca çınar hey!
Babam çökmüştü ya birden, Hain yumrular sarmıştı içerden. O, hastanede benimle can derdindeyken, Gelmiş şafak vakti sana, eli kanlı hainlerden. Babam kollarımda veriyor son nefesi, Ben hastanede çaresiz... Aynı anda, atan yedikçe baltayı Devriliyor üzerine, incitmeden gövdeni. Dalın kırılıyor o an... Atandan hatıra kalıyor bir yanındaki eksiklik. Son nefesi yakıyor yüreğimi benim de, Babamdan hatıra işte, o yüreğimdeki yanık...
Görülecek acı günlerimiz varmış be dostum. Haç şeklinde bir masadan koku yayılıyor, Vurulan neşterden sadece ölüm akıyor. İki gün geçiyor aradan; duruyor bende nefes. Babam kolunu atıyor boynuma; Tıpkı bir zamanlar, benim elim onun boynunda gibi. Nefesini üflüyor yüreğimin yanık yerine. Uğultu duyarken derinden, "Döndü" sesleri esiyor yüreğimden. Bir koşturma ki; sanki yeniden doğum...
Hey gidi koca çınar hey!
Gece idi hani... Uğultu yırtarken karanlığı, Devrilişindeki o hazin sesi, duyamadım ben. Kahrettim fırtınaya şafak vakti. Kırılmış dallarınla, mahzun yatan gövdenle Bekler gibiydin ben dostunu... Ne dost ya? Mışıl mışıl uykusunda, ölüm izleyen dost!
Şimdi tam orta yerdeyim kadim dostum. Hınçla gelmekte kalabalık üzerime, Gözümde canlanmakta roman… Hani duyuluyor ya sesler; "Vurun Kahpeye!"... Linç başlamak üzere, değmekte sopalar. Bir yanımda babam karşılamakta, Diğer yanımda, sen çınar!
Birlikte doğmuştuk ya, fışkırmıştın topraktan. Ben kundakta, sense minicik bir yaprakta… Kocaman bir çınar vardı yanında; atan... Korurdu seni koca gövdesiyle, uçan kuştan. Babamın kucağında gezen ben, Kadim dostu atanla, o zaman tanıştım bilmeden. Babam basmazdı üzerine senin, Sulardı hatta bıkmadan. Atan da gölgesini verirdi babamla bana, Usanmadan...
Ben büyüdüm, sen büyüdün... Boy ölçüştük durmadan. Öylesine alıştım ki sana, Hüzünlenince, döktüm duygularımı, bağıra bağıra. Ağlayınca, yaşlı gözlerimi kuruttun rüzgârınla. Gülünce, sallandın keyifle karşımda.
Hey gidi koca çınar hey!
Ne güzel bir şiirdi günün manasına yakışan hüzün dergahının özü misali
Ne güzel benzetme çok güzel bir anlatım
Abigim yüregin var olsun sevgimlesin..