Laf aramızdaÇaresiz iki rıhtım çocuğuyduk biz Ay hep geç batardı kıyımızda Belli bir iklimimiz olmadı bizim hiç Saçlarımız ne kıvırcık,ne düz Gecelere söverdik laf aramızda Sigara dumanı üflerdik çakıl taşlarına Gözleri yosun rengiydi düşlerimizin Bulutların rüzgarı israf ettiğini düşünürdük Düşünürdük birde düşünemediklerimizi İşte o vakit çok üşürdük Üşüdükçe sığınırdık rıhtımın çatık kaşlarına Dokunurduk denizin masmavi saçlarına Öperdi ansızın hiç tanımadığımız bir güneş dudaklarımızı Sevişirdik yakomozla laf aramızda Biz çaresiz iki rıhtım çocuğuyduk aynı kavanozda Hayallerimiz mosmor gülüşlerimiz kırmızı Şiirlerimizi iskemleye oturtur biz ayakta beklerdik Hicaz makamında ölürdü tüm şarkılar Ruhunu şad etmeden uyumazdık bir büyük rakının Rakımın yüksekliğine aldırmazdık hiç Oltamıza takılacak balığın bahtına içerdik Birde içerdik rıhtımdaki yaşlı iskelenin şerefine Çaresiz iki rıhtım çocuğuyduk biz Hediyeler alırdık birbirimize en anlamlısından Ben sana midye kabukları Sen bana kalp kırıkları Mükerrer olmadı hiç bir aşkımız Sevdiğimiz kadınlar iskeleden atladı Aşkın göbeği işte o zaman çatladı .../ Bizim rıhtım şimdi liman olmuş, laf aramızda Gelirsen beklerim herhangi bir temmuzda.... |