Kim
Çiçeklenme ayı geçti. Toplandı meyve,
Yenilmiş ya da çürümüş. Büsbütün bir ağızım ben. Ambarların dolum ayıdır Ekim. Bir anne karnı gibi küflüdür bu baraka: Eski avadanlıklar, tutamaçlar ve paslı pimler. Burada evimdeyim ölü başların arasında. Bırak bir çiçek saksısında oturayım, Örümcekler fark etmeyecektir bunu. Tutuk bir sardunyadır yüreğim. Yeter ki ciğerlerimi rahat bıraksın rüzgâr. Yük eşeği koklar aşağı doğru çiçeklenen taçyapraklarımı. Zangırdarlar ortanca bitkileri misali. Çürüyen başlar avutur beni, Kirişlere mıhlanmış dün: Kış uykusuna yatmaz sâkinleri. Lahana kafalar: solucan moru, gümüşsü mine, Katır kulaklarından bir sos, güveli post, fakat yeşil yürekli, Domuz yağı gibi beyazdır damarları. Ey kullanılmış şeylerin güzelliği! Gözleri yoktur turuncu balkabaklarının. Kuş olduklarını düşünen kadınlarla doludur bu holler. Uyuşuk bir okuldur bu. Bir köküm ben, bir taş, bir baykuş kusmuğu, Herhangi bir düş olmaksızın. Anne, dili olmak istediğim Tek ağızsın sen. Başkalığın annesi Ye beni. Çöp sepeti esneyişi, eşiklerin gölgesi. Demiştim: Bunu hatırlamalıyım, küçük olmayı. Öylesine kocaman çiçekler vardı, Eflatun ve kızıl ağızlar, büsbütün latif. Böğürtlen dallarının çemberleri ağlattı beni. Şimdi yakarlar beni bir ampül misali. Hiçbir şey hatırlayamıyorum haftalardır. (1959) Sylvia Plath (1932-1963, ABD) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy |