Kâni Vefâ- İsnâ Aşera (3)
--- Kâni Vefâ ---
Bugün ağzımı açmadım, sen olsam konuşurdum. Perdelere erişmedim, gözün olsam kamaşırdım Ashabın elfine yürek, ocağına direk olsam Sence ruhum bertaraftan limanına yanaşır mı ? Harlanan geçmişte kuru olan sensin, yaşı onun. Henüz kabuk bağlamışken yol at geçmişi, kaşı onu. Madem biriz, nedir bu vebalin kiri ? Ağzım sövüyor aklım seviyor , ben ise şaşıyorum... Gül kokuna hasret, seyr- i han’ e tok gardımız Yorma meşk ile aşka tok olan karnını Arpa boyu ilerlemem, sebep gerek direnmeme Ben sade ona bandım, siz.. tadıma siz vardınız. Acıya müptezel, acıya giriftarım Acıya gerek beni, bacıya nirib kârı Ellerin olmaya meyleden, gel eyleme Çünkü ne şimdin belli Allahu Alem, ne yarın. Neşre mağlup gitti ak keşişte on saf çam Zulmün ziyasına akça tefim, insaf can. Kandım kırılmana, ufkumda daralmalar Şu yalandan döktüğün göz yaşların timsahça. Sual-i afi ; aza tama nedir bilir misin ? aşkta azı heram ettim yerine dövdüm dizi merhameti garib ettik, Allah’a ısmarladık şimdi kanayan cerihamdan kim kurtaracak bizi? Ela-yı halvetinden şaştı fikrim Sahifenin cemalinden unutu verdim zikri Ansızlıkların vücuda getirildiği ansın Büründüm satırlarına şimdi eda zamanı şükrü... Pencereme misafir ol, kamerin sabaları Şu fikriyata tezattır hep viran oldu azalarım Hakimiyeti sağlamakta üzerine tanımam da Hep sen yolunda şu ellerin akla ziyan kazaları Götürdüklerin ziyade ahire hacet niye? Gönlünü kör etmiştir faniyi tac et diyen Tam şuan uçuşmalıyım tam şuan buruşmalı Şuan tutuşmalıyım ciğerciğimi nâr et diye. Ufuk bakışlım, yükseklerde nevazenim Tümsekleri hışmınla yık, tepeleri.. Keza beni Alırım seni loş peçemlen, afitabın hoş tepemde Bir de seni boş kesen ben andırır bir semazeni Kırılmayasın, hoş göresin Latifemi Gözlerinde kaybolmuş bir ben var ki ’ vasif emin ’ Velhasıl gören de yek pare nizam, intizam Sırf bu yüzden hissederek nakşetmektir bizim vazifemiz |