Pir'oSiyah beyaz kareleri çok olmuştu kaybedeli kâinat Piro, Yine öyle bir resimde gülümsemiş annem abime Gözlerinden akan sessizliğinde çırpınıyorken ele verme kaygısı Saatlerce düşündüm Neydi bu denli kaşlarına düşen nâr Neydi hummalı sayıklayışlarında tüten har (Kimdi )kirpiklerinde esriyen di/yâr… Hüznü benziyordu yanık buğday tanelerine Kirpiklerinde küllenmiş kepir ayrılıklara dem vuran gülümseyişi Ira bakışlarının ardında geç kalınmışlığı dönüşlerin Bakışlarında k/özünün mağrur savruluşları kocaman bir yalnızlığı emziriyorken Bir uzak mermere çizgiler düşüyordu Gücenik sızılı durgunluğuyla Adını makbul tutuyormuş kaşlarının çatında Bilmezdim piro Kristal suretli zılgıtların yüreğini sessizce örselediğini Bilemezdim rehinesi olduğunu miş’li geçmiş zamanların Ben gibi baba sevdasını çocukluk kundağına sarmaladığını… Piro Sen köprüler kuralı kasım göğünün kızılca mahşerine Kök salalı toprağın kil rengi köklerine Ağıtlı bir türküsün gözyaşında anamın Akşam vakitlerinde anıları sayıklayan titrek dudaklarının Konuştukça terleyen Terledikçe esriyen dualarına düşüyorsun Ak doldu dualarına piro! Ah lekesi çivilenmiş diline buğulanmış harflerle Taşralı telaşında yumuşasa da üç beş misafir kayırmalığı Gece bıçak sırtı dokunuyor yüreğinin muhabbetsiz yetim yönüne… Piro Babam üzerimi örtünce sabah olurdu Bu yüzden düşlerimi süsleyen güz yaprakları olmazdı Yedi renkli öykülerim Babamın dilinden dökülen bir inançtı Hayal diyarlarına gider gelirdim Nefesi süt kokusu susardı Gözlerinde boncuk boncuk göveren sevgisiyle Ellerimi öperdi Ah piro Bense durmadan ağıtlarımın saçmalığını k/aralıyorum Gamzelerimi kundaklayan düş kırıklıklarını dost edinircesine… Piro Hangi rüyanın deliğinden geçse sana varıyor ezilen yüreği Kâfir karası halkalanmış sancılarını hayra yorsa da Ürkek hayallerinden tükenmez hasretini kokluyor Saklamaya çalıştığı gözyaşını tülbendinin ıslaklığı ele veriyor Saçlarını bahar akşamlarının kızılca telaşı çok oldu terk edeli İki çift zülüf kar beyazı salınmış omuzlarına Ki… Gidişinle toprağına gömmüş makasladığı gece karası örüklerini Geçmiş zaman aralıklarından toprağının kokusunu çekiyor ciğerlerine Yüreğini sızlatan matemi buram buram terlerken alnında Gizliyor besmeleyle iki dudak arası hasretini… Piro Ben babamın hasretine ağıtlar savururken Bilemezdim gidişini tülbendine gözyaşıyla oyaladığını anacığımın Bilemezdim piro alnı nasır tutmuş ahlarla mezarına divane serzenişini Bilemezdim Bir hıçkırık nöbetinde gece yarısı Adını uykulu sayıklarken öğrendim… Ve yine öğrendim ki,
|
Kimi şiirlerin içine düşülür, çıkılmaz; çünkü tanıdık gelir ana tülbenti...
Tebrik ile...