En-GerekŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İftirak edeli akıl ilminden
Öpercesine Gözlerimin alaca efkârıdır aynam Işık ışık süzülürken gün vadilere Dilsiz bir şiirin üryan acılarından öykünürcesine öpüyorum Başım gözüm üstüne aldığım ayrılıklardan Eksildiğim yarınları çıkarıyorum… Susarak büyüyor oysa gecenin yürek ezen cümleleri Kilitli odalarda… Turna katarı karakalem çizilse Aşar mı mısranın göğünü? Ya da suçlu bir yazının paragrafında düğmelerken çeketini edip Aykırı anlayışla Paramparça olmaz mı toprağında? Öyle ya ”insan düşündüğü kadar özgürdür” demiş Emerson Yarı çıplak bir ahla… Hangi ebruli sessizlik insanın acısını büyütür söyler misiniz? Menekşeli pervazlardan salkım diplerine kadar! Hangi şıvgın gölge düşürür kirpiklere? Hangi yıldız kayması ömür eritir? Ah çekmek insanın içini dövmesi değil de nedir? Tortusunu öpüyorum yanılgıların Sebepsiz nemlenen suretime uzuyor gülüşen çocukların bulutlu çehreleri Göğüs kafeslerinde ki güvercinler Yüzyılın örselenmiş sesiyle ağlaştıkça Gözlerine berdel ayrılıklara Çarmıha gerilmiş umutlarına Dilimle tokatlar atıyorum Nafile En-gerekli kafiye-burcunda üşüyorum… Usul usul çırpınıyor kaide/m Karıncalaşmış ses Şiire sığınak cümlelerle… Bırakın! Trajik gerçeklerin derinliğinde Göğün resmini çizsem de simsiyah Dokunmayın! Oyun oynamak için uykuya varan çocukluların sesiyle Karlı bir düzlüğün en diplerinde Kıyam-et soluyorum... Garip değil mi? Hazal karadağ |
Menekşeli pervazlardan salkım diplerine kadar!
Hangi şıvgın gölge düşürür kirpiklere?
Hangi yıldız kayması ömür eritir?
Ah çekmek insanın içini dövmesi değil de nedir?"
öptüm şiiri gözlerinden... Tebrikler Hazal.
Geç kalmışlığımın hüznü ile:(