Hüzün Palyaço
Hüzün Palyaço
tanrımı çaldılar hüzün palyaço dualar da ettim atın sırtında kaç gece geçtim kaç geceye deniz çarptım uyansın diye zangoç duygu zamanım olsa belki ben de şair olurdum dağlara tırmanan tavşanlara ılık süt içirirdim soyardım adını bilmediğim bir kadını radyoda tender passion çalardı akşamı kucaklar anneme tatlı ninniler götürürdüm yahut hayatımı kurtaracak bir dörtlük düzerdim yıldızsız balkonumda sigara içişimi çekerdi kuşlar bir ucundan da gerdiğim ipte sağ tarafta intihar ederdi sol tarafta ip atlardı korkular ama ben saygıda kusur etmedim yağmur kokulu kadınlara çingenelere güneş göstermemezlik etmedim Eminönü vapurundan önce gitmedim saymamazlık da etmedim haplarımı içmeden önce aşklara ne boyun eğdim ne de göklerden attım beni bölen insanlara da kızmadım çünkü bölünen de bir bütündür felsefe ayağıyla adım attığım rüzgârı hiç kendime bencilce çekmedim tırmalamadım bir kedinin uykusunu saçlarından da çekmedim sonbaharı üstüne dökmüş masum kızcıkları tanrımı çaldılar hüzün palyaço! beyaz peynirler koleksiyonu yapan rakı kadehli küçük elli adam söyle bana hayat nerede nereden geçer nereye gider bu kadar kalbimizde hiç durmadan!, Payanda |
Yorum yapmayacağım
Ben bu şiirden sonra sizi takip ederim..