Lebonyalar Bile Kurutamaz Islaklığınınazımda alınır boy ölçüm düşerim boşluğuna narindir yüreğim incinir el sallamadan gidisine, uzanan ellerim dokunamaz yüreğine uzağım yakınına sararım korlara ince yokluğunu kül olmaz yanışlarım köz sinemde çözerim ateşin örgülerini gül yağar yanık etime söndüremez uzaklığın gözlerim düşer gözlerine sevecen öptüğün gülüşüm dokunur mordan çileme, masum dudaklarımda üşür tiryakiliğimde kana vurmuşluğun karışır geceme kanım kurur inceden ince yarin saklıyken bende yay kaşlarım çizilir siyahtan zıpkın gecene vurur ok kirpiklerim şafakta istila edilmiş geçmişine ela gözlerim düşer yeşiline nikotin eksikliğimde vurursun onikiden yârim karışır yarına ve simdi gecenin körü çekemezsin eflatuna sarılan nazımı ... Bal özünde akan yârim kekremsi olmadı hiç tadım sarmadan yosun zamanı öpmeyecek misin dudaklarımı kördüğüm sevdaları ilmek ilmek çözüp yalın çıplak soyunmalı kara varsaydığın gözlerimden öpemiyorsan endamlı hasretimi uğraşma, incitme hiç boşuna dokunamazsın nardan yüreğime ararken aşkın doruğunu merdiven sayacaksan günahsız sevdamı iç içe geçmiş kirpiklerinden düşüreceksen beni değmesin ellerin gülden tenime demir atmaz kara sevdalar bataklık yüreğinde(!) ağlasın simdi gözlerin lebonyalar bile kurutamaz ıslaklığını... Sude Nur Haylazca |
kekremsi olmadı hiç tadım
sarmadan yosun zamanı
öpmeyecek misin dudaklarımı
nefis bir şiir okudum günün en iyilerinden.... kutlarım