İPEK GECE, KIRLANGIÇLAR
Kanatlarım taşıdı rüzgarı önce
Sonra rüzgar, kanatlarımın özgürlüğünü Bir bardak suyaydı Aklımdaki bunca çöl Ve dağıtır gibi Ve toplar gibi saçlarımı Ömrünün ortasına serildim. Geceyi kınaladım avuçlarıma En gelin kokumla, İçimdeki ben’leri sıraladım Seviş benimle Geçmişin kabuğunu bırakır gibi ardında Bir yılandan öç alır gibi Suyun sessizliğince dökül avuçlarıma… Ah, yüreğimize gökyüzü değmiş Maviyiz nice Ve kırılgan kırlangıç tenimizde İpekten bir gece Birlikte okşayalım hiç sevilmemiş Çocuk saçlarını Zihnimizin bulanıklığı Bir bulutun insafına kalsın Yanarsa bu şehrin saçları özlemekten yansın Zamanın uzatalım boyunu Bir sen çek akrebin ayaklarından Bir ben sarılayım yelkovana, e olduğu kadar… Sesinin selvi boyundan İn dizlerimin dibine, Belki tekrar yasallaşır sevişmek Unutmaya çalıştığın biriyle … |