BAZEN ÖLMEKTİR TERKEDİLMEK...
gecenin tortusu çöekerken gözlerime
usul usul sönüyor işte gözkapaklarım... şehir kimsesiz bir çocuk gibi yalnızlığa bürünür söner içimde ışıkları şehrin... yalnızlığımla koyun koyuna kalırım... tutmaz bir türlü gözlerimi inatlaşırcasına uykular... sanki yuvalanmış içimde kapkara bulutları gecenin... tutmaz o an ne ellerim ne ayaklarım... ne zaman saat hüznü vursa yuva kurar içimde kırık dökük umutlar... gidişin gelir aklıma... beni bin parçaya bölen tenimi teninden eden o gidişin... bazen terkedilmektir ölüm bir hançer yarası almak yüreğinin ortasından... tükenmektir gitmek... öldü mü diye arkasından diye bakmadan... bir ölü düşün... diri diri toprağa gömmek gibidir terkedilmek... şimdi sen gittin ya sanmaki yaşıyorum... her gün azar azar ölüyorum... kanadı kanayan bir serçe getir aklına... yada bileği kesik bir insan hayal et... anlarsın ne haldeyim yar... her gidiş bir cam kesiğidir bilekte... kan kırmızı acılar damlar yüreğine işte o an... eksilmez acılar... giderek artar... körolasıca ayrılıklar... tenimde kül grisi yaralar bırakır ayrılıklar... |