KURŞUNİ...
şehre bahar gelmiş çiçek açmış bahçem
bakarken uzaklara penceremden usul usul yağmurlar akıyor şimdi gözlerimden… yine hüzün var bu sabah içimde... sadece gidişin kalmış gözlerimin önünde... gecenin kimsesizliğindeyim şimdi. başımda uyutmayan sancılar… daha sabaha çok var... kanar durur gidişin içimde... ne yana dönsem gözlerimin önündesin. senden bana kalan kül grisi acılar... her gece seni düşünmek ne güzel şey... aklımda fikrimde olman ne güzel ... gülüşün sanki rüzgar vurmuş usul usul sallanan bir gelincik başağı gibi titryor içimde… yüreğimin acısını sancısını feryadını sana olan özlemimini bir bilsen çıkar gelirdin... uykusuz gecelerim belki biter son bulurdu yar.. anlatırdım senden kalan o tozlanmış anılarımı sana… belki kahkaha atıp gülerdin halime belki sarılırdın boynuma sarılıp Huzur bulurdum belki kollarında yar Gelseydin… Gelseydin yaza dönerdi belki mevsim… O buğulu sesin yankılanıyor hala kulağımda. Yankılanıyor içimde “seni seviyorum “demelerin gün ağardığında... Gülüşün… sanki gül açan bir tomurcuk gibi baharlar taşırdı içime Ve tenime… gelseydin... çıkardım kışlardan… ısıtırdın avuçlarımı üşüyen dudaklarımı yanardı dudaklarım alev alev eskisi gibi... gitmeseydin… itmeseydin karakışlara tenimi hazanlara çevirmeseydin sarartmasaydın yapraklarımı savurup hazanlara beni yar… senden sonra bedenimi yasaklı bir ülke ilan ettim... Sokmadım hayatıma kimseyi Kilitledim kapımı aşklara yar… geçer zaman değişir belki... bitmez dediğin biter zamanla aşklar bile... kurşun yarasıdır yürekteki her bitişin ardındaki....... hüzündür hep kalan avuçlardaki… acının vatanı yoktur... yurdu yok… acıtır sevdalar sevdalar kurşuni... bir kurşun değer ya hani göğsüne yıkılır devrilirsin bir köşesinde yalnızlığın.. soluksuz kalırsın ... öyledir acılar… ve sevdalar... deler bedenini … acılar kurşuni... |