El-VarisFani olan her şeyin, kendinde baki kalan, Malın, mülkün, servetin, mutlak sahibi olan, Bu ismin hükümleri, madde ve manaya, Sirayet etmektedir, dikkat gerek buraya. Dünya yaratılışından, ahirete intikal, Hakkın yeryüzündeki, her şeye varis her hal. Her varlık ona bağlı, onun yokken bağlığı, Denenilmek içindir, muvakkat mal varlığı. Elden ele dolaşan birine miras kalır, Onun dahi elinden, başka varisler alır. Ölenler götürebilse, miras bırakırmıydı? Onca göçüp gidenden, şu dünya kalırmıydı? Bekaya intikali, kesin olan her şeyin, İdrak ile keşfine, varabilse her beyin, Mal sahibini bilir, bu kadar kapınmazdı, Gerçek varisi tanır, maddeye tapınmazdı. Hırsına yenilerek, çekip giderken haris, Hangi mülk baki kalır? Varise başka varis. Oysaki peygamberler, Bu yana bakmamışlar, İlimlerinden gayri, miras bırakmamışlar. Onlar ilmini haktan, miras olarak almış, Hakeza onlardan da, âlim olana kalmış. Âlimler iki türlü, varisi peygamberdir, Ya zahiri şeriat, ya batından haberdir. Bu bağlamda veraset, özel ve de hususi, Kulların vasıtasız, varisliği umumi, Hayat, kudret, irade, semi, basar ve kelam, Doğrudan verilmiştir, kullarına vesselam. O halde Hak hem varis, hem de varis kılandır Bir anlamda hem veren, hem de geri alandır. İmbikten süzülmezsek, Rabbim bizi neylesin? “Hoş bir seda bırakan” kullarından eylesin. 04.04.2012…Mustafa Yaralı |
Yüregine saglik
Selam ve duaile