El- BakiBaşlangıcı olmayan, ebedi, sonu gelmez, Varlığı hep daimi artmaz, eksilmez, ölmez. Hadis ve mahlûk olan, fani muvakkat tır, Hakkın Zat’ı ise, kadimdir, hakikat tır. Zaman mekân kavramı, var olana afakî, Önü olmayanın, sonu olmamak baki, Katındakiler baki, katımızda ki fani, Benim diyenler nerde, “Ben” diyenler hani? Bütün benlikler fani, Baki olan yalnız Hak, Aklını işletene, söz gerekmez muhakkak. Zira saklı gizli yok, her şey açık ayanda, Mübin olan kitap ki, hakikati beyanda. O kitap olmasaydı, yetmez mi başka kitap? “Nefsiniz yeter” diyor, bize ilahi hitap. Mutlak baki varlığın, hükmü namütenahi, Mutlak ezel olana, ebedi demek kâfi. Hareket mazi ile istikbale dönüktür, Vacip olan vücutta, ikisi de sönüktür. İstikbal ile mazi, varlık için geçerli, Yoktan var eden için, Baki olmak yeterli. Muhakkik olan kişi, her işi Hakka verir, Hakkın hüviyetini, ancak kendisi bilir. Bunları anlamanın, yüreklerdeki sesi, Bu hal kâmil olanın, nihai mertebesi, Bir İnsan da bulunan, keşfedilen her bilim, Ve her bir mertebede, sahip olunan ilim, Başka bir mertebe de, azalır ve tükenir, Allahın zatında olan, ilme de baki denir. Hakkın kendini bilmek, değişmez, başkalaşmaz, Bunu bilen bir kâmil, şaşırmaz, şaşakalmaz. O evvelle ahiri, batın ile zahiri, Bakilikte cem eder, küllisi ve kahiri. “Allah daha hayırlı, o sonu olmayandır” Her şey zeval bulur, o bunu bulmayandır. Şu cihan kitabında “küllü men aleyha fan” Tüm canlar telef olur, baki kalandır canan. 02.04.2012…Mustafa Yaralı |