' tırnakçoğ zaman o kadar kolay olmayacak hiç görmediğin pencereden görünen yolun gittiği yere seni de götürmesini dilemek hava her seferinde soğuk titrediğinde nefesin titrer dizlerin de duymazsın karıştırıdığın çayın bardağına çarpan kaşığın sesini yol bir korkudur aslında hayali cihan eden bir kâbus durarak gitmek hayata değmeden yağlı bir kaydıraktan düşer gibi yani kusursuzluk işte bundan ucuz bugünlerde yolcu diye bir yalan işte bundan uyduruldu bir türlü yol olamadığımızdan duma duma dum biz de her kusursuz gibi ölürüz aslında pürüpak cism-i beşeriyyelerimiz sonsuz teyemmüme fit tüm kusurlarımızla. oysa biz de korkardık topraktan sürtünmekten sürgünden bir otun filizine yüklediğimiz sonsuz mana bir biz iken yalan görmediğimiz bir pencereden görünen yol gider durur da durmadan biz pencereye yaklaşmıyorsak gerçeğe bakmaya utandığımızdan korkuyoruz ya en çok yoldan tırnağı olan önce kendi mezarını kazdığından |
Pencere bizi beklesin dursun
yol işin keyfini sürer.
korkuy payını alır yüreklerimizden...
...
dokunur şiir.
teşekkürler, sevgimle.