Yaban tekesi kokuyorsun dünya Gömdüğün ruhlar coşmayı unuttu süslü mezarlarında Ve ben artık Ezberledim “veben” demeyi
İtaat etmiyorum kömürleşmiş bedenine Ortaçağdan kalma dişsiz bir vampir gibi uçuyorum içindeki semada Çarpıyorum kısacık kalmış boyuna posuna Tıkamıyorum burnumu bil ki
Ölüm bu Sen sakın utanma
Öksüz kalan topraklara bulandım saydam çember ortasından Özüm suskunluğa müebbet yeşil haylazlıklarıma kanma
Bana bakma Beni tatma
Vakit geceden kalma bekçi köpekleri zihnimin aldığı darbelere ur Askımın yana kaymışlığı kadar tekin değil düşüşüne olmayan ağıtlar var Haydi kabilem son kez tekmeleyin kaçak gezişleri İki kuş doğurdum isyanıma öten İki evren doğurdum beş para etmeyen
-II-
Tozlanan tuvalde çağdaş ninnilere doydum göre dinleye Secdelerde kapattığın gözlerimdi ezilen/ arala İnancıma tüküren tanrı veletlerinin arsızlığını Bizi kümesleyenlerin tümüne akıt hınç salyanı
Yer altımdan adadığım gölge rengimi açıyorum Biraz sarı Biraz adam rengi Ve belki biraz Sen ne görüyorsan
-III-
İnsanlığı unuttuğundan bu yana ağlamaklı denizler Baharat güreşinde açılmış patiskadan zehirler Onlar körku aşkına adadıklarımızsa …
Yalnızlığın cesaret sularında yüzecekler bir gün Unutma Ölüm onların ki
Sakın unutma Sakın utanma
-IV-
Mağrur titanların tırnaklarına sütten ojeler sürdüğünde Kirlenen eteklerini temizleyerek uğurlayacağım ala renklerini Tamtamların ritmiyle yokluğa hazır ol
Defolup gitmeme Defolup gitmene
İki melek öldürelim şehrin suratında kanasın boğazımdaki inançsızlığın açlığına Konuşan ağaçların dillerini sulamak isterdim ayazında Donan dallarım bunlar hepsini yak kalmasın demek isterdim Miskin kölelerin uzattıkları yalan hayallerini Binbeşyüz yıl boyunca vahşete adamak Ya düşlerime aç kapılarını ya da kapat aklında esen rüzgârdan kanatlarını
Burnumu kırmadan uzattığım ellerime bak şöyle dolu dolu Uzandığın yerde hala bakiresin Cesedine iki avuç tuz atıyorum o da kokuyor
Ve ben artık Soyunan ulakların gözyaşlarını kurutuyorum Sen kokunu kaybettiğinde öksüz kalacaklığıma hiç aldırmadan
Tüm dileklerimi buruşturup kızıl denizin ahkam kesişine fırlatıyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DÜNYA SÖNDÜRME MUMLARINI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DÜNYA SÖNDÜRME MUMLARINI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Uzandığın yerde hala bakiresin
Cesedine iki avuç tuz atıyorum o da kokuyor
Ve ben artık
Soyunan ulakların gözyaşlarını kurutuyorum
Sen kokunu kaybettiğinde öksüz kalacaklığıma hiç aldırmadan
Tüm dileklerimi buruşturup kızıl denizin ahkam kesişine fırlatıyorum
gönül demi ne kadar leziz ve duygu dolu akmış yürekten kutlar sevgi ve saygılar sunarım dost...