ANNABEL LEE
bir zamanlar..çok uzun zaman geçti
yıllar yıllar önce deniz kenarındaki güzel bir ülkede küçük güzel bir kız yaşardı kendi halinde belki siz de tanırsınız onu adı annabel lee bu küçük kız yaşardı mutlu..kaygısızca olmadan başka düşüncesi beni sevmek ve benim tarafımdan sevilmekten başka ben çocuktum..o da çocuktu işte böyle öylesine yaşardık mutlu..olabildiğince bu deniz ülkesinde birbirimizi çılgınca severdik de ben ve benim annabel lee bu öyle bir aşktı ki aşktan da üstündü bu duygu ne yazık ki hemen farketti hasetlerinden çatladı kıskandı onu ve beni gökyüzünde uçuşan kanatlı aşk melekleri beni ve güzel annabel leeyi işte bu yüzden..sadece bu yüzden buydu tek sebebi bu deniz kenarındaki ülkede bir gece aniden soguk bir yel çıktı kara bir buluttan üşüttü benim annabel leenin nazlı ciğerlerini ve elimden aldı güzel annabel leemi ayırdı sandı bizi..beni ve güzel annabel lee mi ve sonra soylu...zengin akrabaları geldi eller üzerinde alıp götürdüler onu benden uzaklara koymak için aile mezarlarına onu kapatmak için karanlık bir mezar odasına aşkımızın deniz kenarındaki bu güzel yurdunda yeryüzünde ve evrende eşi görülmemiş aşkımız benim ve annabel leenin öylesine huzursuz etti ki hala gökyüzündeki melekleri yine ayırmaya çalıştılar beni ve annabel leeyi hırs ve hasetlerinden çatladılar kıskandılar işte bu yüzden göz degdi aşkımıza ne yazık ki duvarlarda asılı mavi nazar boncukları bile fayda etmedi meleklerin gözleri degdi evet...tek sebep buydu bu deniz ülkesinde herkes bilir bunu hala anlatırlar birbirlerine bir gece ansızın bir kara buluttan hırçın ..soguk bir rüzgar çıktı inerek yeryüzüne annabel lee nin nazlı ciğerlerini üşüttü ve bu ince hastalık öldürdü onu benim biriicik aşkım güzel annabel leeyi oysa bizim aşkımız aşkdan da üstündü bizden yaşlılarınkinden bile bizden tecrübelirinkinden bile ne eşi vardı yeryüzünde ,ne de gökyüzünde ne de sonsuzlukta ne gökyüzündeki kıskanç melekler ne de denizlerin ta dibindeki şeytanlar ayıramadı bizi birbirimizden ne de ruhlarımızı birbirinden artık gökyüzünde ay parlamasa da hiç bir zaman sunmak için getirmeden bana güzel annabel leenin güzel düşlerini ve yıldızlar dogmasa da hiç bir zaman ben hissederim her an güzel annabel lee nin gökte parlayan gözlerini ve böylece her gece yatarım dalgaların sesleri içinde deniz kenarında uzanırım boylu boyunca içinde sevgilim,hayatım,biricik gülüm ve gelinimin yattıgı ve uyudugu mezarının yanı başında ve bu deniz ülkesindeki ölmeyen aşkımızın yurdunda ve gökteki kıskanc meleklere inat biteviye sonsuz aşkımızın nagme ve şarkıları karışır denizin maviliklerine ve rüzgarların sesine tükenmemecesine..bitmemecesine belki bir damla gözyaşı süzülür gölerimden belki de tek tük kuşlar öter öteden öteye edgar allan poe türkçesi metin şahin |