EVVEL ZAMANYüzümü avuçlarından silen adama... Eylüldü... sararmış yaprakların arasından hazanda düşmüştün taa içerime... baharda tomurcuğa küs son cemreye döndü yüreğin... ! Asırlar mı geçti üzerinden masalımızın kaç geceyi heba ettim fecre... kaç yıldızı vurdum alnının ortasından... kaç kez öldüm/kaç kez dirildim öle öle kaç harfi ziyan ettim ellerim yanarken böyle bu kaçıncı ihanetidir yüreğimin sözüme bilmiyorum... sadece! her gün biraz daha azalıyorum sen çoğalırken... ! De canım! bu renksiz mevsimlerde ayaz hep bana mı kalır? (sana canım derken canım yanıyor) küflenmiş umutlarımı hangi sel alır? ! Susarsın... solumda sızım incinir... susarsın... kalemde harfler incinir... ar bilmez sevdamın yüzünden gözümdeki yaş incinir... bu bahar da sus! nasılsa konuşsan da göğsüm hep pus! ! Dinle eyy! kederi göğsümde müebbet saklı... Dinle eyy! gözleri ellerime yasaklı... gittin ya öyle mağrur/öyle sus içinde... gözlerim yaş değil kan akıtır! ! Bir gecede büyür mü insan böyle birden bire bir susuş insanı böyle mi kanatır? bir aşk ki her yanı kor... bir hasret yüreği böyle mi dağıtır? (dağlara kazıdım adını/önce oradan sil) ! Çift uçlu Zülfikâr’ı tutup Munzur’a atmalı! Eylül yangını anları sandığa saklamalı! (dün gece çitiledim tenin(m)e değen tişörtünü) kuşanıp mavzeri en aşk/sızından hiçliğe alışmalı... ! Hiç böyle esir düşmedim bir zift gece karası g/öze... hiç böyle kavrulmadım/dönmedim köze... sözün sözüm üstüne eyy! acın döşüm üstüne! (bu bahar da bir başıma/vay başıma) ! Ay kuzguni gecelerde dinmez ağrılar bilirim ben her şafak söktüğünde yırtılan göğü bilirim günü geceye devirip/sevdayı zindan bilirim bir seni bilirim ahh... bir de zifiri bilirim... ! Susmuşsun... suskunluğun sağır eyledi beni... buralar mahşer/buralar hâr yeri... bir sus daha be adam... ellerim ki güzden kalma fer izi!... S.G ... |
Bu yangın ne zaman son bulacak,
ne zaman sönecek,
hangi vakit Roza Kurda?