VE KÜLBir şiir yazmalıydım (...) Ta ezelden taa evvelden... gülün rengi kapkara/tut ellerimden... sana bu gece efkâr demleyeceğim ötelerden... ötenden... Dinle ki kesilsin avazım... (...) Bir rüyanın ortasında kan revan uyanışım... bil ki benden bil ki senden... sustur susturabilirsen bu yangının alevi sen / külü ben... savur beni! dirhem kalmasın benden!... (...) Ne çok tekrar ettim kelimeleri ne çok koyuldum varamadığım yollara ne çok öldüm/ne çok dirildim azaldım çoğaldıkça ıradın yaklaştıkça... (...) Artık yaralarıma dokunma! Dokunma! sağalmıyor/azarıyor sen dokundukça... oysa karanfil açardı tenim teninde kaybolunca... yatağına sığmayan Dicleyim şimdi nasılsa durulurum kaynağım kuruyunca... dokunma! (...) Solumda... yüreğinin barınağında... bir talan var ki sorma solumda... ayaklanan yanımda dünyayı kurtaracak yanımda yani umudumda ve duruşumda bitmez bir isyan var ki sorma!... inancım firarda aklım firarda solumsa intifada ne olur dokunma! ateşlere veririm kendimi solumdaki yangınla! (...) Uzun süreli bir matemin eşiğinde ayağım ne düşlerdeki karanlığı ne umudun zifirini ne dağılmış inancı düşünüyorum değil umurumda! çocukluğumun lorisi kulaklarımda hayatı öldürdüm! benimkisi katilin olay yerinde iz bırakışı koptu artık iplik küpelerim! (...) Ne çok geceyi kurban ettim sabaha ne çok sancıdan geçtim yenildim/eksildim... yıldızları kopardım göğün bağrından umudu zifte çevirdim... yine de başedemedim... yine de varamadım gün ışığına... kanadım yaşadıkça kanattım hoyratça... (...) Yüreğim Zel dağının doruğunda kefyelere sarılı... yüzümse avuçlarına emanet... gerisi yem olsa kurda kuşa kanım akmaz sevdiğim neye yarar bir avuç kalp yürek olamayınca... bir tek hüzün kaldı payıma bu fırtınadan hüzün ki benim vefalı yarenim acı çekmez ölüler gidenin arkasından (...) Ne varsa hasretini çektiğim sırıtıyor imkansızlığın koynunda yüzüme arsızca ne varsa insana dair çaput bebeğim gibi paramparça sana al bir mendil bıraktım mor dağlarımda rengini kanımdan alma... yenilirsen bu kancık kavgada kanım kanına canım canına beni artık sorma!... ... |