Es-Samed
Kendisi hiçbir şeye, ihtiyaç duymayandır,
Fakat her şeyde ona, ihtiyaç duyulandır. Fakirlik, acziyet den, illetten ve zillet den, Celle Celali-Hû dur, münezzeh, münezzehten. Hiç eksiksiz her şeyin, ulaştığı tek makam, İhtiyaç gidermek de, ulûhiyeti azam. Som, yekpare, salt, kavi, bütün ve içi dolu, Eşsiz, benzersiz, tek dir, izzeti gayet ulu. “Gül-hu Allah, Ehad”in, akabinde gelmiştir, Sıfat-ı sübûtiye, selbiyye de denmiştir. “Hazineleri bizim, yanımızda olmayan, Hiçbir şey yoktur” da ki, bu ayeti anlayan. Bunun için “mutlak tek” olan Hakka yöneliş, Ondan temin içindir, muhtaç olunan her iş. İhtiyaç sahipleri, ona iltica eder, Kul burada “Allah’ım” ve “Hazreti Samed” der. Kendisinden verici, başka kimse olmayan, Taleplere icap da, asla aciz kalmayan. Her şeyin maksudu O, kendi maksudu, kendi, Ve de kendi kendine “Allah-us Samet” dendi. Bunun böyle oluşu, başka “Samed” yok demek, İşleyen akıl bulur, zorlamaya ne gerek? Müracaat edenin, sığınağı, limanı, Bu kapıya yöneltir, kullarının imanı. Tefekkür deryasının, dalgalı denizinden, Garip sızılar gelir, kaptanın genizinden. Fırtınaları yarıp, yaklaşırken sahile, İhlâsla yüzen gemi, alınmaz mı dâhile? Bu yüce hazinenin, anahtarı ihlâstır, Her gemi yanaşamaz, aşkla gelene hastır. Sebep halkalarının, bağlandığı kapı tek, Hak ile hakikati, burada bulmak gerek. Sonsuz sayılardaki, talebin ayak izi, Kuşkusuz o kapıya, götürmektedir bizi. Aslında var olanlar, birbirine hazine, Basıp gidenler anlar, Muhammed’in izine. Çünkü “Samed” olan Hak, vesileler yaratmış, Aslında gaybı değil, var olanı aratmış. Hedefe ulaşmanın, yollarını göstermiş, Nihayetsiz ilimle, sonsuz işaret vermiş. Karanlık zulmetinde, bırakmamış kulları, Zatının nuru ile aydınlatmış yolları. Bu ışıklar ziyalar, elbette ki görene, Cehaletle baş başa, kalmış olan köre ne? Ya Rabbi cümlemizi, kendi Zatına yönelt, Sıratı müstakimden ayırma ilelebet 10.02.2012…Mustafa Yaralı |