belki...
bir gün daha koparıyorum
her sayfada ruhumun yanığıyla karşılaşmaya alıstığım takvim yapraklarından... her sayfada yeniden boy veriyor, kökleri kurumaya durmuş sevdanın filizleri... arkamda bırakarak bütün mevsimleri, en sevdiğim köşesine çekiliyorum aklımın sınırlarının... yitik bir hayatın sayfalarında,anlamlı bir iz bulmak için belki... sessiz sessiz kanadığımı,aciz ve bitap hallerimi, bir anlık gafletimle yeniden umuda sarılma gayretimi gizlemek için belki de, belki de minicik avuçlarıma bıraktığın kocaman sevda emanetini kara kara gecelere örtbas eettirmek için... gözlerinin ışığı girmeyen gönlümün rutubetli odalarında karanlığa mahkum ediyorum yüreğimi... yokluğunun irademden daha da güçlü olduğundan belki.. yokluğundan... bir gidişlik canım kaldığından... işte biraz daha koyulaşır zaman, ödünç ç/aldığım suretini alıp götürmeden periler sarılamak isterim can tenden ayrılırcasına sarılmak, varlığımla yokluğuna ihanet edercesine sarılmak... fakat birden kalkar gözlerimdeki perde, bir gül fırtınası kopar anılara susmayı emrettiğimiz yerden,, uçar gider hayalin yapraklar gibi... aynı ten aynı can,bir bütün olduğumuzdan belki... her zamankinden daha da keskinleşir gece ve koyulaşır maviliği düşlerin... haykırmaya kalksam bir kez adını, şimşek gibi çakar gözlerin beynime, aniden denize dönüşüveren yalnızlığım kimsezliğimi yüzüme çarpar... vakit kaybetmeden yeytişir yetişir ardından hayal kırıklıkarı,boş umutlar... kendi kendimi asla terketmeyeceğimi sandığımdan belki.../Elif T. |