BENİ KOPARIN EKİMDEN...Ya ekimi yıkın tarihten Ya da beni koparın ekimden Perçinlenen hüznümün günleri Avuçlarında otuz gün otuz asır Mengene kıskacı uyku bilmez geceleri Yakar ayrılık çırasını soğukluğuyla Mahzun rüzgarlar korkarak eser Dökülür tek tek ruhumun solgun yaprakları Dokunmayın anlatamam isteğim kahra döner Sızlanmalarım çocuk feryadı Teskini kaç sonbahar eder Gözyaşlarım arar geçmişin hüsranlarına takılı Gitme diyen Aldatılmış masum sevdaları Nafile boyunlarında ekimden sayfalar asılı Üzgün çizgiler çizmekte yüzlere kader Kara kış ayaz gece tanımlar ayrılıkları Süzgün sokaklar beni içine çeker Ayaklarım hüzün gölgeli Ara sokaklar özgürlük solumaz Sabahın soğuğu keser nefesini Her düşen sevdalı yaprak dalından Kaldırım taşı yüreğimi yarar Aldanır şair yine de Romantik mısraların büyüsüne Yalnızlık gölgeli sevgililer belirir Tutunmak ister kurumuş kalplere Oysa şefkat çoktan solmuş ekimin sinesinde Çıplak ağaçlar utançtan iki büklüm Baharın gülücüğü donmuş dallarında Ve kurt düşmüş sevgililerin yüreğine Güller kan ağlar kapanmayan avuçlarında Ya kurtarın Ağaçları Sokakları İnsanları Sevdaları Ekimden Ya da vurun beni yüreğimden |
ben siirler eylüle yazilir sanirdim..
ne günahi var ekimin..
ekim olmaktan baska,
sair aligan ve yaraliysa..
kalemine ve yüregine sevgiler...