bana sen kalsın ömrüm gitse ne olur..
haktan gelen nağmelere açık bir kalp
sana yalnızca ilham olarak uzanacak ne sararan ömürler gem vurabilecek duygularına ben oldukça ne de feryatlar susacak gökyüzünü saran sen sustukça kaç bilinmezlikten geçerek eğrildim dövündüm tunç taraklarda şekle sokuldum bilmediğim kelimelerle sevgiyi anlatmak kadar zordu sen olmak uyku uyanıklık arası arafta kalan tüm annesiz çocuklar seni sayıklar lakin kim bilir ne zordur sen gibi sayıklanmak haktan yana olmaktı anabilmek her anı seyyalede seni anmak içimde ürpertidir ashabı kehfe açılan son mağara ışık hüzmeleriyle uzanan üç yüz yıllık öykülerden güneş taşırım ellerimde yeter ki ızdıraplar uğramasın kıyına ben beklerim bin yıl seni yollar ömrüme uzanır biri biter öbürü çıkar ağara ağara ellerimde taşıdığım güneşler yakmaz içimdeki aşk varken beni git gel, mevlam ol, yardımcım ol anlamak için beni, bir kez değil bir an ben ol, sen Şems’in iniltisisin Mevlana’dan bana satırlar arasına sığınarak kalan ne olursan ol gel diyenin feryadına kulak ver düşer hatırana belki de benden bir kaç kırık mızrap bam telinden ses verir sana kitapsız kalan son kelimelerim ben oluşun benden öte beni ben yapan azap istemez düşme gözümün ışığıdan sen bana aldırma dik tut başını ilksin sonsun arş-ı alada masumca uyuyakalan ve şiirimin son mısrasına değdir iç acıtan gözyaşını sen yeter ki sen |