Katre ve Zerre Masalıve damla kopunca bulutundan daha dün okyanustan sessizce havalanan sandığında kendini katre-i muazzama ki öyleydi zannımca ışıklı sesli bir gösteri hiç bitmeyecek gibi başladığında kolları açık bir adam havaya bakacak dudaklarının birazı çatlak davulla zurna sustuğunda yalana fit olunduğunda çatlağa merhem beklendiğinde şıp benim alnıma sahra’da bir veled-i zinanın tek ayağının en son parmağı değdi toprağa şimdi nasıl ki sıcak bir kum buluta gidiyor san ki içindeki ateşi katre-i muazzamaya götürüyor bir muazzamın içine yangın ekmek ne demek? şimdi veledin bir ayağı kumda bundan sonrası adımdır failatün failatün failatün failün adımlarının katilini görmek istediğinde göğe baksın yüzün orada bir rab var ki küçücüğüm failin cezzar devenin sürdüğünde bıçağın özünü boynuna bir kan sıçrar şıp benim alnıma altın sarısı zerre geçip apak denizin mavisini ve değmeden sivas’a, giresun’a yol katre-i muazzamaya ulaştırdığında damla süzülmekte göğde ay ışığı içinde oynaşmakta kendine bir ad aramakta muazzama zerre çarptığında katrenin kalbine titredi cümle su venezüella’da bir nehir kendini göğe astı katre içinde zerre ateşi sonsuza dek yandı lacivertiğnedenlik-chaotica |
Kutluyorum şiirinizi gönülden.
Gün eksilmesin pencerenizden.
Sevgiler, saygılar.