Suç duyurusunasıl dayanırım ki sensiz soluyuşlara deniz mavisiz ve dalgasız gök yıldızsız aysız çekilmiş esaretimle güneş rüzgar terkisine atmış geceden düşlerimi hangi kor buluta çarpacak yeşil gözlerimi elinden babası alınmış çocuk gibiyim of öksüz bayramsız duasız kapanıyorum ya dizlerine her defasında gurursuz daha bir ayaklanıyor gitmeler saha kalkmış duygusuz ben susuz havasız aşsız fukara çaresiz köle garip bir kul yüzsüzce abanan kapına kaldırımlarla kaynaşmış dilencilerden de beter ki aşka el açılmazken ben sefil…/basiretsiz ey kadir bilmez yabancı bu kadar derin mi düştük aşka tuzla buz olduk çarpa çarpa yürek duvarlarına gönül sarayımda depremler koymadan taş taş üstünde yıkıp gittin ya aslanlar gibi helal..! bakmadan ardına çekip gitmek var ya delikanlıca..! meleklerin secdeye durduğu şu saatlerde çekilse ruhum Kaf dağına duymazsın da biliyorum ki dönmeyeceksin öyleyse; bu bir suç duyurusudur, dualar arasına sıkıştırılmış o legal hırsız illegal yollarla geçiren ele kalbimi o saraylı sultan ben evsiz barksız kapalı kutuyken nemli dünyam ben şuursuz bir tek ona güvenip vermiştim ahşap anahtarını…! Sude Nur Haylazca |