El-Âlim
Malumların çokluğu, kendinin birliğini,
Ahadiyet nefsinin, Zatında dirliğini. El-Âlimle bildiren, bizzat kendi bilendir. El-Allâm oluşuyla, gayba bile ilendir, Bilinenin zatıyla gerçekleşen özel bir, Bağlılık münasebet, alakaya aittir. Bileninse zatından, bilinene nispettir, Esası gaybi ilim, mücmel birer hikmettir. Bilenin, bilinene, kendi Zati ilminden, Vermesi fıtri ilim, hazır çıkar kalbinden. Çalışmanın katkısı düşünülmez, olamaz, Bu ilim doğuştandır, akıl dahi bulamaz. Karşılıksız ikramdır, ferde tahsis edilen, Musa olup aranan ve Hızır’dan bilinen. Böylesi bir ilimi, elde etmenin yolu, O kullara özgü ki, aşk ve muhabbet dolu. Halk olanın Halik’a, özel bir yönü vardır, Her varın, var edene, dönen yüzü kadardır. Velilerin halleri, buna göre değişir, Seyri sülûk içinde, tekemmülle gelişir. Müktesep ilmi ise, gayretle edinilir, Kendi kesbi kazancı, başka da ne denilir? Gerçi ilimler çoktur, her ilmin bir ehli var, Kimi hala aç susuz, kimisi çok bahtiyar. Her kimin iradesi “takva” yolunu seçmiş, Birçok engeli açmış, çok şeyler elde etmiş. Ya Rabbi cümlemizi, hep ilahi neşeyle, İlmiyle âlim olan zümreye dâhil eyle. 16.02.2012…Mustafa Yaralı |
İlmiyle âlim olan zümreye dâhil eyle. ustalıkla yazılmış harika dizelerinizi büyük bir zevkle okudum saygılar...