SƏGGİ BOYU SƏS (7)değil mi ben? He, kimedir yok bu ikilik səggi önünde. Ağaç dibinde, öd zerişgin yarımözle. Ses ardına düşmüş benle özlem. İtirmişliyi sanki yol beyidir keçitler ara. Buğdayı yaşmağıyla da çöl, sarıboy sarılık uykusunda çözesiz. Yaşam konaklanmış nenekurdsuz obalara, oymaklara çünkü. Özlem alanında ondalık özdeşide, ölü bebeklerinde narıncı ötek. Ancak düşünce ökdemi yarınların saydamlığıdır. Bir tanrıdam yansıma bir an kulaklarımda:-- --Yadında mı? --Kim? --Nenekurd? --He! --Nabat kırdığı çağlar. Ceyrankeçmez bulağında balıklaşdığız zaman nasıl? --İpeksu lepeler özdeşi onsuz dalğalanır indi. Onsuz, saydamsız zamanda biz sevgisi nenekurdsuz. De, de görüm! Kimselerin duyamazlığı deyil mi şu sevgi? Götür, o demgile götür beni, yeter artık, yeter, bu kadar özlem. --Yok haaa? --Be, nece? --Bubbudu yazdan yaza gelir! --Ne olmuş be? --Onda nenenle oğuşdaş idin. Bir sünbülde bin den koşurdu her görüşün. Öylebil uçmakda şıllak atırdın. Memeden başka hiç zad beyenmirdin ki, koçum. Sıçan apardı o günleri. Çünkü; yarımöz bebeyi parkda, küs kime, kime sus, akşam boyu. Masa da, unudulmuş bitik kaldırıb yarpaklarına sarınırken iki göz:- bir bakışda dedi. Kimin görüşü, zamanla barışmır, benimle barışsın zaman. sakın! --Neden? --Milyonlarca bitiklere, ölüm çekdiren. --Öylə mi? --Evet, ağızlar tikselerde, onlara ölüm zenciridir saydamsu dildem. Bense bir ökdem, saçaklarımdan hördüğüm örken. Tanrıdam zenciridir boğazına, orta-Çağçıların! Söyledi gözler. Bükülür bitik, susur yansıma. Ötek budaklarına konubda utandırdım özümü diye; Kim yatıb? Kim oyakdır? Kim üçün koşur kukkulu kuuu kim? Sanki Şazda hamamında çimdirir beni ötek anısı. Bir düşün haa. Doğurdan deyirem be. Üç damla gözlerimden. Başlangıcı könlünün ucuna, ortancılı sağ, sonuncusu sol avcuna, heyy! Ağaç dibinde üşüdmeler. Nenem soyunur çılpakca. Ergenekon yatağına sığınırık. Onda beş--beş doğurdu dişiler. Bir gecede doğdu beşini nenekurd unudmamışım. Çünkü itirmemişdi göy tanrılığını.Gizletmirdi var olduğunu. Kırıb dağıtmışdı yasaklığı da. Gerçek göy tanrı idi ocak başına. Sevgisiyle oğuş yoğurmuşdu oğuş nenekurdcasına. Doğdu bugün üçün, kalarğı kalayım bizi. Bu ululuk! Bu yücəlik! Bu erdemlik! Bu benle, bendelik! Kaldı mı bizde? Indi mankurdlaşmış ben, biz kırımı değil mi? İndi yaban görüşlere alışmışlık, oğuşsuzluk, ocaksızlık, yurdunu unutmuşluk değil mi? İndi sen, siz, biz, onlar nenekurdsuz? Unutuş çetin, nenem bellediyi bostan varyanlarıyla sevişdiyini, Küryalında zaman. Çardakda da, dişledi dodağımdan, köksü üstünde aşık oynadığım gece. Boz değildi öd, birazca sıcak. Tağlar da paltarsız, Küryalında zaman. Tanımadığım bir dişi içeriken:-- --Aradığını buldun mu? --Özlem! --Unut nenekurdu şu den! --Neden? --Bizimle sevişsin biz dileyi! --Sonra! --Bağ bele bostan bele! --Uff!!!! Kurd sesi uzakda. Gıdıkladı az biraz beni. Utandım yersiz. Birden görünmez oldu. Geri dönürken nenem. Deme Alavratıymış heyyy. Hövlesek başımın üstünde lehledi nenem. Bir söz demeden; çalmak istəmiş, eşi kısır, beş--beş, doğu versin diye. Ne yahşı, seviş sarılığı beşiyinsiz, Küryalında zaman. Sanki an içimde susur. Zaman tepeler döşüne çen kusur. Dileklerim özlem içinde yoğrulsada durmazca uçur. Ayaklarım değil gibi yerde. Düş göylerde. Özümden inciyir gibiyem. Ah nenekurd. Geri dön. Bir daha bozkır çöllerde emizdir özgürce. Son kerelik okşa könlümü bireyliyince. Eridi yüceliyim alçaklar içinde huuu. İstemirem gezdiyim yerleri, neneeee huuu. Saçlarımı yandırıram birer--bir. Belki kokusunu kokladı. Yarımöz bakışları bebeklerimde. Unutulmuş elleri avuçlarımdadır huuu. Devingensiz gövdesi özlemle Küryalında zaman. Düşümden yağarak degilər; ben özlem içinde. Öz parçam sanır özlem-çini. Kırımdaşım olsada, sevgiyle karşlayır ben onu. Çünkü özlem boyu utkunduğu ağrılar, bir ben yaşamının kimsesizliyidir. Kimsesizlikde ise, sevda özlemi yaşanır. Ancak zaman ögeyliyinde biz soraksızdır onlardan. Biz bir zad vermeden bir zad da alamır onlardan. Biz itirdiklerini, para karşılığıyla da alamaz onlardan. Biz, itgilerin özlemidir. Örneyin; Çekdiyim çileler göz kabağında. Kimsenin değil marağında. Meraklanan vardırsa, oda yalgız bendir, ben içinde! Ben, özlem içinde. Sevgiyle alkışlayır özlem-çini. Beni sevirsede-sevmirsede, ben sevir onu. Çünkü üzündeki çizgiler güzgüsüdür, özle özlemin. Onunla üz-üze durdukda öz, özünü görür çizgilerinde. Özünden yakın duyurken onu öz, paylaşmalar yorğunluk derir. Bilelim ki özlem boyu; özgürlük! bireylik! Öyle kolay kazanılmamışıdr. Zamandan zamana düşünce de doğulmuşdur. Özlem inceliyi ile yasaklığı kökünden dağıdır. Örneyin; Yumuşak direnişçilik anlaşmalarada ipeksu. Barışmazlıkda bir kılıncdır kütelmez. Səggi alanında ben gedişi gibi! Ben özlem içinde. Ulu yalınkık sayır özləm-çini. Sevgisindeki ululuk, umutla içinde izin vermir amacından çekilsin. Kıvancına söykenibde, sorumları başkasına yüklenmir onun. Çünkü karşılaşdığı olayların nedenli olduğunu benimsemiş. Yaşam sürecinde, sorumlar çözesini aradıkca; İsteyine, kavuşacağına! İtirdiklerini, tapacağına! Asılılığından, kurtulacağına! Aradıklarına, varacağına! Yok yerde, var olacağına! Çirkinlikde, gözelleşeceyine! Bulamadıklarını, bulacağına! İnanır kuşkusuz. Örneyin; Ben özüne inandığından, itirmişlerini bulmaktadır. Buldukda da itirmişliyini, yenilikler de yoğurmakdadır. Yenilikler yarandıkca, doğur özünü özde. Her bir doğuş uğuru, çağdaşcılıkdır. Sonucunda ben, benine yiyelenmişdir sözle işde bir iken yaşamı. Bende ben yaşayır gibi! Ben özlem içinde. Gözel duyğuların ortağı sanır özlem-çini. Suskunluk koynunda var olduğuna güvendirir ben, onu. Çünkü özlemin güvenidir ki; Bir şirin için, bin acı utturur! Bin sözü okutturur, bir degi buldurur! Bin türlü ağıt koşdurur, bir sevgi türküsünü dinletdirir! Bin günlük suskunluğunu kırdırır, bir haykırış seslendirir! Örneyin; Ağır otur, batman gel! Çok bilmiş, az konuşur! Kimin başlangıcı, kimin sonucu! Deyme bene, deymesinler sene! Ben özle özlem içinde düşünce okulu açmış səggi önünde. Düşündürür beni ağac dibinde gibi! Ben özlem içinde. Könül çırpıntısının yol beyi sanır, özləm-çini. Ağaçda yarpağın! Gözde bebeyin! Aşkın sızıltısıda könül mayasıdır onun. Çünkü vurğunsuz ürek; Duyumsuzdur! Duyğusuzdur! Durğundur! Etgisizdir! Sevilmezdir! Yaşam boyu kazandığı, yalnız kabalıkdır. Başkalarından gizletsede kabalığını, sahteliği göz önündedir. Çünkü könül kabalığıyla zehir tuluğuna çevrilmişdir. Yaşadığıyla-yaşamadığı bir boyadadır. Ancak sevib-sevilen ürek, nenekurd yaşamına benzerdir, Küryalında zaman. Örneyin; Ses aktarışında yarımöz buluşu benimledir. Sende sen sevdiyi, bende ben gibi! Ben özlem içinde. Bir dişinin tüt sancısına okşadır özləm-çini. Boyluluk sancısı bir soyun ardı kesilmeyib söylediyidir onun. Çünkü balalığında beslediyi; Yaşanacaklara yiyelikle! Yarınlara yolbeyliyiyle! Ödden alacak telli kotazla! yeni yaşam biçimi verir düşünürler için. Örneyin; Düşüncemin bilnçaltı-bilinçüstü zamanın görünmez gemisidir balalığında nesnesiyle. Ben var içinde, varda ben içinde gibi. Saçlar karaken, den ağıtı ağ, boyu özlem, ömrün yolu ağsız-karasız, çağ boyu özlem. Çağsız kederi sandı sevinç ben, ama sondan, düşdüm başa günden, çekirem dağ boyu özlem. Gildir gileden aşkım alır kan, kana öc şu, etden koparılmış gibi dırnağ, boyu özlem. Gırcandı keder, sevgimi ölgün şezirir an, sandırdı yanılmış kimiyem, lağ boyu özlem. Okşar saçımı, den gece bilmir, könül anmış, sevda dadıdır derdiyi, çaynağ boyu özlem. Bu yazğı deyil Ərğəvan`ın aşkına, çünkü, tersinde süzür sevdiyi çaylağ, boyu özlem. Özlemle ben sarındaşlığında gıl kimi inanç...ardı var M.Ərğəvan |