SƏGGİ BOYU SƏS (2)korkusuz görüşmelere, tinsu paylaşımla sarışmalara, düş koynunda sevişmelere, us kökünde bilinç alt-üstü biteceklere, işde erdemlik bu. Be, sen kim? İlan dili biçir yanıtsızlık, köksümde tövşek, dışa uçuram. bir solukca alaturka, karınca gülümseyir ken, yürüş izini aldım özümden, yalınka alma ağacına kadar. İpeksu yarpaklarında teper. Budak dodaklarında nebilim sayıda almalar. Kuşak açır könlümdə duyğular. Kövrekce anılayıram olub-bitenleri. Neyi ekdim, neyi biçdim kırk düşüncə balalığında benim. He, daşıyır çağla onları ben. Tinim tunç inadındadır. Zaman çaynaklarına köksünü germiş yaşamınca. Yürüyürem düşün düşü. Yer kırdır. Göy arıdır. Öd, öz yatağında kürsekliyini bitirmiş. Torpak da sancı sona varmış. Bende kurd gözleri sezir andayam. An içinde an sığallayırken iliklerimi, darayır ezince sevgisiyle öd varlığımı. Öylebil en sevdiyi sevgilisiymiş ben. Aç gözleriyle dörd-nala çarpışır duyğularımla kan çeke-çeke. Buda öd. Buda ben. Biz çaynaklaşır səggi önündə. Güçlü gücsüzü udur. Ben ulu bir tike boğazında ödün. Udamır gibi, ses sevdasıyla yola çıkmışam çünkü. yücelerde, alçaklarda, oldum börü, He, börü oldu alma ağacında alma dadı, pınar suyunda dodak gizi, kokusu dişi kurd gülüşü, kırk yerde bir, bir yerde kırk bitirlerde izi. balıkda su, ku da çimirlerde. Dağlarda da cüyür, Bağlarda da beçeleyir, tağ sürüsü. çalğı koşur tumurcuklar, kime? Hey, huuu! Ben börü oldum andan; karsız üşütürken beni, kargöz kara duyğu, kırmış aparır könlümü, sargöz sara duyğu. Bilmem, saragöz doğduğu öz aşkı, deyersiz, sanmışlığı satmış diye vargöz vara duyğu. bin bir boya geydim süreyim sevgini, ancak, çekdi, yeni bitmez dağı yargöz yara duyğu. yardı anılar duyğusu, daşlandı göz ardı, kiprikleri muncukladı nargöz, nara duyğu. Ben, olmadığından bana ben, belki neden bu, paylaşdı benimsiz hara, hargöz hara duyğu. hardan hara düşdüm, ne bilim son durağımdan, gönderdi kefensiz beni, dargöz dara duyğu. Duyğularım yumuşalıbda kövrekleşirem. Kılıncı ipek, daşı pamık sanıram. Böyle incesu düşünmeler kime gerekir? Göz boyunca nesneler gözel ! Kadın; oğuşda, doğuşda, ocakda, her yerde gözel ! Uşak; beşikde, kucakda, bakımda gözel ! Şeh; türküsüyle kır çiçeyinde gözel! He, gözeldir yaşanacaklar deyilirken, duyğusallığı ezib keçsem nasıl? Yaşam zorlukları səggisinde, gün oyunçusu bendir. Sorunların çözümü için, duyğu yardımcıdır mı? Bir çok ön yetmez dilekler düşüncesinde; bozkır çölde, akşam ucuna düşür arkış. Sayvan serir karanlık süresiz, kurd kırır, suskunluğu da. Son gece sonunda öylebil, çekir çan–çan horuzlar ban, bir çovuşçıdır sanki zaman kopuzunda, ses He, ses! Çünkü; sesdir. Esir dalda yarpak gibi. yel öpür yavaşca kıyak, tanrı dağında; dörd nala sevişirken nenemle dedem, unudmuşlar ben payını. Dedem, dedem, nenem, nenem, tendir közünde onlar, düşünceleri ekirlerde. Handan hana birce dodak, çağla banım, çınarbanım, boşluklara içgi gibi… ardı var. M. Ərğəvan 03/01/2012 |