SƏGGİ BOYU SƏS (9)…nenekorkud saatlerinde anlar, öd kirpiklerinde güvenle kıvılcımlar. Biz gözlerinde de, degisiz paylaşmalar. Bakışlar iç-içe sarılırkın, ürekler boyu gözdili güven koşdurur. Koşdum, koşdular gövdemizde de delişmen tin coşurur. Çoşdum, coşdular gözlerimizde de kıpır-kıpır. Sus içinde güven vurur güvensizliyi. İç gurkanında dirilir ölü. Sanki taşlanır inamsu gölü. Düşünceler balıklaşır göl içinde. Görüşümüzle oyun-aşır zaman indi. Bir çerek içirik yaşam suyundan. Esrukca bac alırık can suskusundan. Her ikimiz yavaş-yavaş üreklenirik. Bayırdan kopubda, bilinmiş görüşgile eklenirik. Öyle sanki, ki, ki, aradığım deyilmiş uzak, uzakda. Ancak ben hele de tus, tus, tusdaqda. Her tinde, her dön, dön, döngede tepegözler durmuş. Güven kırsınlar diye tuz, tuz, tuzaklar kurulmuş. İndilik ağzımız kilit,kilit, kilitlidir. Bebekler paylaşımı sessizdir. Biz arasına elçi düş, düş, düşmeden degiler. İnanki, ki, ki, söze çevrilmişik. Sessiz de, de, degiler güven çalır huuuu hu. Yarımöz gözlerinde de; Özüne güvenmir-sen. Eyer Sen! Esruk bakışında da! Yaşam savaşında da! İşinde de, dişinde de! Özü itirmeden, özünü sına. Özüne güvenmir-sen. Eyer Sen! Kim olduğunu özge dodaklarında da! Dişiliyini, erenliyini seviş yataklarında da! Dostunla kırımın, kurduğu tuzaklarında da! özü dözümle sına. Özüne güvenmir-sen. Eyer Sen! Bacarığını eklimemiş torpağında da! Ucalığını el ara, kurduğun ocağında da! En güvendiyine nedenli-nedensiz, sapladığın bıçağında da! Özünü gör, özünü sına. Dedi ölü-çin gözler. Səggi önünde sen. Alma ağacının dibindesen. Ses tanış. Soyuk düşünceler alovlanmış. Yanar-yanar gibi bilemediyim yerde ben. Nenekurd düşüncelerindeyken; Kalçaların yürüyür. Ancak ayaksız gibi-sen! Kolların çalışır. Ancak elsiz gibi-sen! Dilin danışır. Ancak dodaksız gibi-sen! Gözlerin sezir. Ancak kör gibi-sen! Beynin düşünür. Ancak düşüncesiz gibi-sen! Ah, nenekurd hardasan?Sensizlemişim heyyy. Birden köhlen ılkısı. Tak, tarak, taktarak. Ard ardına da nahırlarla bölükler, aıaı aaaı, memee, mmmeee. Köpekler yabba kalaklarının dibinde haf, haf. En uzak, uzaklarda da Nenekorkud uluyurken:– –Yatakdaşına; karındaşına, düşündaşına, güvenebilirsen mi, Sen? –Böyle güvensizlikle üzleşmedim ki! –Güvensiz bir yalınkıkla; gönüldaşlık, sarındaşlık, görüşdaşlık, kılabilirsen mi, Sen? --Böyle durumla üzleşmedim ki! --Biri güvenmediyinde; diş birliyi, giriş--çıkış birliyi, iş birliyi, kurabilirsen mi, Sen? --Yolculuk etmedim ki! --Güvensizlik içinde güvendiyini; yaşayıb, yaşaddın mı? Sevib, sevdirdin mi? Düşünübde, düşündürdün mü? Bir güvensizi savuna bildi sen mi. Sen? --Birisiyle ocakdaş olmadım ki! --Onda dinle. Güven, ürekden usa giden bir yol gibidir. Benle inam onun yolcusu! Güven, ürekliliyin doğma anasıdır. Balalığında beslediyi direnişidir! Güven, devingencilik başlangıcıdır. Başarılar ön yetmez dileklerin, gerçekliyidir! Güven, üç bucak Bermuda benzeridir diye; susdalmışlığın, sus durmuşluğun, çekinmişliyin, odla-su arasında kalmışlığın kurtuluşçusudur! Sen özüne güvenmir-sen Səggi önünde. Alma ağacının dibinde. Düşlerimin içeriliyinde Nenekurdla Gedikdağı`nın eteklerinde. İti gözleriyle sav alır, sanki uzakdan. Ayakları üzüldü yerden. Külek olubda uçdu. Uçdu da özünü nem hara yetirsin diye. Elebil kan almışdı gözlerini. Yaysız ok oldu yine. Ben kaldım birbaşına. Takıldı gözlerime Alavradı da. Tatlı degilerle güldü, güldürdü de. Sevgili bozkurdum dedi de:– --Buldun mu gezdiyini beee? --Helelik ardıncadır usla, ürek! Kanım, kandırım alanda çakır yıldırım. Bulutlardan çöllere narıncusu çilenir. Alavrad beni aparmak için direnir. Hövlesek yoka çıkır. Deme nenekurd geri dönür, huuu. Avı dişlerinde. Hobbandım kucuna, bir tat. Ocak yandırdığı, iki tat. Tüstüsü göyde, gözlerimizde üç tat. Kebab pişmişliyi, dörd tat. Beni yedizidirdiyi, beş tat. Döşlerinden emizdirdiyi, altı tat. Dudaklarından süzülürken yedinci tat. Kırk kızlar da kopuzlar. Onların güvenmiş çalğısında nenekurd deyir:– En güvensiz gün ürekle bene gel, sende güven, gelmesen, bilmelisen senle değil sende, güven. Başçı çıkmaz kim itirmiş güvenin kurd ara, ben, yürü verdim baş için başlara, gelsende, güven. Her sözüm birce ruman anlatacak son degide, koşduğu cümle doğur, yok nedi her hende güven. Virgülüm sözgile gönderdiyi bir savla dedi, önce öngerdi ürek, sonda delişmende güven. Söyle, duydun mu, kağıtlarda yazılmışlığımı, öyküsü den, düşü hu, anlaşı düşdende güven. Erğevan, sözle işin birgeliyi gösterir an, devirir durğunu kim onda, devingende, güven. Bilirsen mi ben özelliyi…ardı var M. Erğevan |