SƏGGİ BOYU SƏS(6)gözünde kankal dodağını öpür, öküz. Sıçan dişini kurcalayır, pişik. Karınca bacağını dişleyir, kirpi. Bebeklerinin arkasında katverdi, duyum. Gecesu yağırır ölmüşlüyünü diye inamsızlık, iniltisiyle, benimle seni, bizimle sizi gömerir, uçurumlara. Çünkü; bizde bizlik, ne ölü nede diridir. Sizde sizlik, alaçiy tindir. Onda onluk, dolma yarpağına bükülmüş, bir varlık. Giz kalmışlığıyla:-- --Boşver, sene mi kaldı ölü derdi? El üçün ağlamış, gözsüz kalmadı mı? Get, get... öz sorumlarınla seviş. Get, get.... Belki düz deyir öz üçün, öz. Belki de yalnış olabilsin. Yok hey!... uçurumların olmuş yolçusu. Çünkü; neyi varimiş, kapdırmış. Gözlüyünüde sapdırmış. Yok hey!... böyle sorular doğrusuz. Yok hey!... doğruda olabilir. Anıram ki; ayaklarını da, azdırmış. Hansısa izlerde, gövdesine çala kazdırmış. Belki sorumluluğunu sakık sanmır, səggi önünde. Belkilerin içeriliyinde bir düşünlük uyumsuzluk; herden bilgisayarda, birden lelek ucunda, birgün de ölüm--olum qucunda, bağlarıma bağırır, ğır ğır, nedir bu ya? Her kim duyamaz, çağla çapır çağasu, dodak çeke çeke. Ne susur, nede sus durur. İçimi söke söke, nedir bu ya? Öd denizinde, bir ölü. Kıyısında yaşı yeddi bin--bir, acı bir ufff!!! Nedir bu ya? Kiprik ucuyla son duranı, söke söke, sessiz--semirsiz neceliyini səggi boyu, çeke çeke, çekdiyini püsgürür hara be? Nedir bu ya? Köçüb dodaklarından soluk, öpülmemiş halına eylenmiş sarasu. Benimle zamanlara bir oyunluk, gu guşgusunu eke eke. Bilemem kadar, nedir bu ya? İnanki oğuluram, tedirginlik beleyinde. Ben varlığıda bir kuşgu alaturka bebeklerinde diye; beynim araba gibi daşıyır, yaşa dolmuşluğunu ufff!!!! Hansı parkda gece esruk kuşu, girov uçmuş. İndi, us budaklarında yuvasız, üşüyür görüşümce. --Senene! --Ben deyilse, be kime? --Sen misin sorumlusu be? --Sana, bana, bize, size gerekmirse; onda boşver giledir! --Yok hey! olabilsin yararlıdır! --Hardan billirsen ki? --Onda yararsızdır! --Yakşı, yararlılığı yararsızlığı sana mı kalmış? --Olabilsin kandırmışdır? --Hardan bilirsen ki? --Onda kanmışdır? --Yakşı, kanmışlığından kandırılmışlığından kime ne? --Yok hey! çapkın olduğu üçün deyirem. --Hardan billirsen ki? --Onda çapdırılmışdır? --Yakşı, çapkınlığının çapdırıldığının seninle bir ilgisi var mı? --Onda yanılmışdır! --Hardan billirsen ki? --Onda yandırılmışdır! --Yakşı, yanmışlığı yandırılmışlığı ne demek ya? --Kuşgu! --Ne bildin? --Çünkü; kuşguyla yaşayan her kim üzleşdiyi sorumlar nedenini özünde yok, başkasında görür! --Kuşgu içinde olanaklarını, çaldırmış belki! --Olabilir. Çünkü; kuşgu içinde ben, dibi deşik heybedir. Ne salsan içine, gider hiçine! --Olabilsin, ele alamır özünü!? --Ne üçün? --Çünkü; kuşgu us tarazlığını itiddirir. Düşünce biçimini unuddurur bilinmez kadar. Ne söyleyirse, algılanmır! --Görüşünü belgeli söylerse, nasıl? --Kuşgu içinde belgeli--belgesiz paylaşım, bir toplumu ya da bir yalınkığı uçurumla üzleşdirebilir. Kuşgu içinde ben, yasalar önünde sorumlu deyildir. Çünkü; Bensiz, beni kundakladı men-dil boyu, kuşgu, adsız mezarım, oldu derin gil, boyu kuşgu. Baş-daşımın üstünde, yakır mum, gece çünkü, öz yasına, göz yaşı sepir, il boyu kuşgu. Ben ölmediyinden, kapadır göz bebeyin, bil, bu sevgini bilmezdi muğan, mil boyu kuşgu. Aşkında yanılmış, DİŞİ benzer yanarak, gör, ben körpesini, kör meledir çil boyu, kuşgu. Bir kim, duyamır oldu neden saz, deli gönlüm, her bir telini, ahla çekir zil boyu, kuşgu. Kuşgu deyilem, Ərğəvan`ın gu guşu, derki, Kuraan nedi, Tevrat nedi, İncil boyu kuşgu. Böylesu koşalık belkiler adağı...ardı var M.Ərğəvan |
değişik tarzlar hep dikkatimi çekmiştir
bu güzel sahne serisini ilgi ve zevkle izliyorum
emeğinize teşekkür
ve sonsuz selamlarımla...