SƏGGİ BOYU SƏS(4)
deyildir, Sen.
Ben onda, O, da bende ayakda dingin ayaklaşırık. Dağ-dabanlıdır, kasırğa kanadlıdır, söylemi petekden süzülmüşken sıra da kekre koludur, öylebil. Hele de, aşanacaklara bensiz güvensizdir. Sen, kaldığında yalınka yalın; Bak! çimdak da balıklara, Bak! alma ağacında bildirçinlere, göyerçinlere. An, alınır onlardaki anlaşmalara. Bütün solukçulara, zil atıb da; kırık kanadla kırık baş--ayakla soyuk nakışlı bakışla portakal gibi soyulmuşluğum üçün birazca keder diye kövrek yağışlar yanaklarımda üşüyür. Kipriklerim saçaklarımdan artıkca ıslak. Üreyim çırpındıkca; çis ara, bir ışıksu uçak uzaklarda. Sanıram, var olduğumu duyamır ben. Neden, səggi önünde çıkışsızdır ben? Sanki, ağzım kilitlenmiş! Sanki, kollarım sicimlenmiş! Sanki, topuklarıma künde zencirlenmiş! Belke, yetişmemiş yetişmişliyim. Belke, dodaklarına paprus edecek birisi göyermemiş helelik. Öz kökünde hansı evelik, büzüşmüş benim gibi indi. Olabilsin üreyim derindi. Çünkü; ben unudamır sevdiklerini. Ancak her bir nesneni sevirem. Ancak... Ancak yaşanacaklar sevenlerindir. Ben yaşam üçün doğuldum. Ancak... Səggi önünde nenem; --Söyleminle soruların ilginç. Dilin açılmır neden? Ağzında köpükler pitik yazacak inanıram. Duyğuların uyumuş, öylebil. Sıkı sarın, duyum sıcaklığını. Kokluyum erkekliyini yeniden. Bilirsen mi? --Neyi? --Deden; olmadı boş yere kükreyen. Onu, her bir seven kıskanır senin gibi, beni haa!!! Çünkü; kıvançla seviş başında her bir yanaşmasıyla savurdu küleklere, kıskançlığını haa!!! Savunurken Ergenekon`dan gelmişliyini, olmadı kırım. Senede, ben başda olmakla, herkese de. Beri gel!!! Utanma !!! Çekinme benden!!! Utanmağın kızıda, oğluda olmaz haa!!! Söyle!!! Sıkı-sıkı sakladığını. Sen, balalığımdan çıkmadın mı? --Çıkdım. --Onda sarınayım, Nene Korkudcasına.Çünkü; balalığım terpenir yavaşca nene kurd doğacak yarınlara. Yorğun bir arğış önderiyem. Solğunca, küsgün. Yaşam, gözlerimde didim--didim eprimiş. Boylu kirpi, önümden keçir buden. Dovşan da, kertenkele de, atla koyunda, üç kanadlı yonca da, şüveren de, yalnız bunlar deyil ki!!! Alma ağacında kuşlar da, pınar kıyısında kırk yumuşkçu da, nenem gibi!!! Kılmanlarla, yumuşukcular halay seggisinde. Çanak ellerinde dolur, boşalır kımızla. Onlar, çılpakca sergilenirken şaçlarında sevilim kokusu huuu!!! Dizliyi kısa dişi. Kopuz köksünde kırk kızlarla. Benden savayı, solukçular da. Ben, donuklarda kısırca gibi; neden? Nenemi içirem, solukla karışık düşlerimde. Sınırsız, yasasız düş ekinlerinde, göy tanrı konaklamış bizde. Ancak; demir beyinler içinde özlem geyinmiş yalnızlığım. Öylesine ki; Karanlıklarda, baykuşunu sezerken gece belki yanar ahların sönmezliyidir gözlerindeki. Ne bilimki. Girdesov ışıkların düşergesinde, beyaz parıltıların yağırına düşür, Onun kimi ben, çekinerek özünden suskunluğu ön tutur sözlerindeki. Ne bilimki. Muşuluk içinde sevilsemde okşar az deyil, bana benzer gün düşüncelerini kundaklamış Özverindeki Ne bilimki. Bacarırsan beynindekinle, ağzındakini nene ağzıyla söyle. Yetişkinsen eyer. Korkma!!! Ağzılardan. Çekinme!!! Kandırışçılıkla dolu olaylardan. Hürkme!!! Kuşkunma!!! Usanma!!! Onda yaşanacaklar, Seninleşir. Səggi önünde, sözlerin çılpakdırsa başlanır uçuş. Ben kayıdar, ben olmuşluğuna. Sezirem, bir kız dodağında öpülmemiş hal. Ömürünü sındırmış sona. Sanki; Işık girdesi kayıtmaz, Ona. Çırpıntım dedi: Yaşamayıb hele... Meyidini sevginle çimizdir. Köksünü tabut kıl. Kolay bir öpüşle, kaytar gençlik ömrünü birde. Çanoyu, sevgi Tanrısında, kopuz kırır suskunluğu aniden. Uyanıram düşlerimden. Nenemden aldığım yaşanacakları anıram. İndi özümleşirem. Yalınka alma ağacı dibinde. Narin yağışlar, kadın kokusuyla nenemleşir. Dönüşür gözlerimin önüne unudulmuşluğum. Başım köksünde sanki. Saçlarımda barmakları. Çırpıntılarımız koşa atır da; Bir ben, kopuzun kökleyerek çaldı tedirgin, ilk önce deyir ses gibi ses baldı, tedirgin. Baykuşluğu iller boyu sultan kesilirken, tahtı üzü kuylu yere gün, kaldı tedirgin. Bir kimse yakın durmadığından sorum üzre, kalmış çözesiz gör nece, alçaldı tedirgin. Boş çağla kıvanç sandığı ömrün, sonucunda, darsız ipin öz boynuna, öz saldı tedirgin. Öd oldu kırım bir gece, izsiz gibi çapkın, topdan diye yok gün varını, çaldı tedirgin. Son an soluğun derdi, geri vermeden andı, yalnızlık ucundan acısu, aldı tedirgin. Deme, derdin.... ardı var. M.Ərğəvan |