gül kokusu
bir martı kıvraklığıyla süzüldüğün bu yerde, kimse simit atmıyor suya
deniz sanıp yüz sürdüğün bu vaha ecelindir, git... nereden bilecektin ki yağmura koşarken umarsızca elbisene sinen her damlanın buğusunda yavaş yavaş öleceğini-hiç acısız- yeşeriyorum dediğin bir aşkta sinsi sinsi çürüyeceğini gözlerinin ve tütün sarısı hasretler biriktirip simsiyah sabahlara uyanacağını her gün andolsun diye başlayan cümlelerin boğazını sıkarken ipek bir kravat şıklığıyla nefes almayı unutmuşken ve hala dilinin ucunda iken sevdanın adı-dudakların titrerken- bilemezdin... gül kokusunun cinayet sebebi olacağını. |
gül kokusunun cinayet sebebi olacağını.*
bilemezdim..
çok çok güzeldi yine
denizce ve mavi..
sevgi dua tebriğimle..