14
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
2486
Okunma

mor alev sundular bir kadeh içinde -içtim-
tatmadık mey kalmadı fasıl eşliğinde
eridi ömrüm titrek neğmelerin bıraktığı hüzünle
bıraksam ışıyacaktı ruhum ziya deminde
manolya kokulu haykırışlar kuşatacaktı
utandırıp o arzu; tükettiği gün beni
vuslat gecemde deniz kıyılarına taşınacaktım
yazgıları beklemek
yakamozu beklemek olacaktı kaderim
ön söz yazacaktım altın sarısı kumlara
yorulmuş aşkım tan alacasında keşfine çıkacak
dalgalarla her şiire gözlerin dökülecekti
öylesine sevecektim seni ki
bu uzlet dünyasında su akışları kırılacaktı
sana sakladığım sonsuz bu aşkla
kaç ölüm erteledim ve buğulu aynada görmedim kendimi
ecel rıhtımına indim titreyen ikindi gölgelerinde
hızır aradım gözlerimi fırlattım tekmil yücelere
dön dedi bir ses dön hayıflanma
sesi kesildi uzakların
yağmurla geldi akşamlar
bugünde gelmedin ay sevgili ihtiramla bir ah vurdu
şimdi okyanustan ne haber!
açıklara götür beni ey sevgili
ak kalbinde aşk sihrini yitirmesin
düşme yandıran cehennemin fecrine
bağbozumu sürünür umutların firkat ağına
gözlerinin tiryakisi olduğun adam
sabrın, kuşkunun cinnetinde kaybolur
metruk şiirler yazılır billur sulara
aşkın bağları çözülür alaca karanlıkta
beyhûde kayıtsızlığı olmaz aşkın
ellerime ay düşer ey sevgili ay
gözlerime sen vurduğunda bölünürüm
gövdem denize yürür mihrabına ulaşmak için
nirengi kalmaz ömrün
kapatırım gözlerimi bir deniz kıyısında
ölürüm saçlarının sarısında.