bir dövüş iki sevişbaşka ten boşalırsa bakir suyuna susma ne olur susma fikrin delisi ceza almaz bilirsin kim bilir bir katilin ruhu girer göğsüme cellatın olurum iki darbeme bakar kanın boşalır yatağın pamuksu dokusuna ve sadece ağlarım o an gidişin olmaz beni üzen veya ölüm değil karneme işlenen yalnız geçmiş olur beni yok eden ihaneti kaldırmaz yer çekimim yerin katmansı tabakasına gömülür kadınsı yanım mahremin tualine çizdim suretini siyah beyaz bir tonda değil işlenen kırmızı aykırı zamanların rengi vaktinde saatinde sözlüsü geçersiz sayılsın hadi cesaretini kırbaçla öbeklen gövdeme boyun boyuma denk soluğun soluğuma değsin ürpersin gece mesela terbiyem kaçsın keşfi geç kalınmış bir ülkeye yalnız sen kanıtla kaşifliğini biliyorum psikopat bir tarza sahibim iliğin donuyor ara sıra eksi derecede aslında korkuluk olmak değil amacım dişisel hoyratlığım fazla katılmış hamuruma çözülmesi zor imkansız hatta bu saatten sonra yokluğun açlığım gibi hiç bir maddesel duygu akıtmıyor zehri bilinç altı değil hissedilen üst düzeyde yaşıyorum özlemi düşsel ifadeler sıkıştırıyor bedeni kıskançlık azgın deniz misali yutuyor şehri sabah seher vaktine verirken nefesi senliği yaşamak mucizevi sarhoşlukta kaybolmak gibi demek senin adın aşk... lamour |
Bir şeye, bir yere dokunma isteği. İstekle başlayan kirlilik hissi.
Hissin kendini arındırması, arındıkça her şeye bulaşma ve yayılma isteği..
Falan u filan..
Sıkı..