Anne!
Sesimi duy Anne!
Anne ya da ben Seslenmeden Sen uyandır beni, Ben yine uyuyormuş numarasına yatıp kendimi, Saklayayım tüm gerçeklerden… Tut elimi Anne! Hadi kaldır beni, ya da Seslen sadece, Önlüğümü giydir, hani uzundu saçlarım, ör hadi Beyaz kurdelamı tak hadi çiçek olsun başımda Doyur beni Anne! Yüreğimin açlığını doyur, doymuyor bu sahte mutluluklardan Yürek Hep acıkıyor, hep aç kalıyorum Sevgisizlikten… Başımı koy dizlerine, sıcacık uyuyayım dizlerinde… Sar beni Anne! Her şeyden, herkesten koru beni… En çok da insanlardan, uzak tut beni herkese, Üşüyorum çok üşüyorum ısıt beni Anne kokunla.. Tut beni Anne! Tut, yoksa düşeceğim yine Düş olacağım.. Hiç doğmamışım gibi, hiç olmamışım gibi olacak her şey. Al, götür beni uzaklara, en çok da kendimden uzaklara. Sorma bana Anne! En çok ben acıttım Can’ımı, Ben inandım en çok.. Öğret bana anne, inançsızlığı öğret, En çok da hissetmemeyi öğret, Hissiz olayım … Öp Beni Anne! Yüreğimden öp, acıyan yerlerimi üfle, Üfleyince geçeceğine inandır beni sonra, Acılardan uzakta yaşamayı anlat bana… Ben Gidiyorum Anne! Bu dediklerim olmaz biliyorum, olursa da masallarda olur, Masallar anlat bana yine, Giderken gözyaşlarımı içime atmayı öğret bana… Sevmemeyi öğret bana Anne! Sevgisiz kalayım, Yüreksiz kalayım… Kimsesiz kaldığım gibi, Sevince mi bitiyor herkes, sevilince mi gidiliyor? Kapat Perdeleri Anne! Belki de tüm güzellikler karanlıkta saklıdır, Güneş yakıyor çok, acıtıyor… Belki de umut etmemeyi de öğrenirim Güneş’in yokluğunda.. Ellerimi tut Anne! Gidenin arkasından gitmek istemiyorum. Kapat gözlerimi Anne! Ardından bakmak istemiyorum… (Altı-Şubat-İkiBinOnBir*10:15) Nevin Akbulut |