Asmalısın beni bileklerimden
Haklısın perişanım birazda bitik.
Aldırış etme sözlerime sonu mutlu bitecek bu hikayenin... Düşmanlığım sadece rüzgara seninle bir alakası yok. Tam yumulmuşken gözlerine , tam seviyorum diyecekken esip göz kapaklarımı dinden imandan çıkarıyor. Resmen içine esiyor romantizm denen duygunun... Şimdi sen uzaklardasın çok uzaklarda. Benden uzakta... Bu pişmanlığın verdiği acıyla bileklerimden asmayı düşünüyorum kendimi. Belkide en mantıklısı bu. Ne nefesine zarar verebilirim nede ortalığı kana bulayip acı çektirebilirim sana. Evet , evet en mantıklısı bu aslında. Urganın bir ucunu tutmadığın elime diğer ucunu kalorifer peteğinin borusuna bağladım. Yükseklik korkuma aldırış etmeden . Saatin sana uğradığı dilimde bırakacağım bu bedeni pencereden aşağı. Dudaklarıma aşırı morfin verip uyuşturdum, ardından da diktim paslı bir iğneyle... Ölümüm kesin. Ya kör iğne sebep olacak , ya da bileğimden asılı oluşum. Sevinmelisin sesim çıkmayacak ölürken. Herkese nasip olmaz aslında böyle sessiz sedasız bir ölüm. Kimse şüphelenmeyecek senden, ardımdan not falan bırakmayacağım. Cinayet mahalinde ne resmin olacak ne de ismin... Ben ölürken , Sen üçüncü uykunun ikinci benli rüyasında ellerimden tutuyor olacaksın. Ellerimi ellerinden hışımla çekerken , kan ter içinde uyanacaksın büyülü kabustan. Ben çoktan ölmüş olacağım... Ellerim , tenim , dudaklarım kirli benim. Temiz değilim. Harama teşvik etti içimdeki aşk yoksulu. Daha biri bitmeden ikinci şişeye davetiye çıkardı bakışları. Sustum... Sustum ve daha fazla battım harama. Bir yudum daha içtim sessizce. Bilirdim dizlerinden başka, yatacak yerim yoktu dünyada... Şimdi bu oyunda sana düşen rolü yerine getirme zamanı geldi. Uyan düş bozan rüyalarından. Ya bileklerimden bağlayıp , sarkıt beni gözlerinden unutmanın eşiğine, yada sözlerinin karşısında hizaya getir... Hem; Bana bir can borcun var, sen gibi kokan, gözlerinde senden izler taşıyan bir can borcu. Gönlünün kıblesinde huzura durmaya meyilli kalbim. Şimdi tebessümleri askıya alma zamanı değil. Sonuna kadar harcamalıyız... Unuttuklarımız olursa şayet; kızımızın gözlerinde, ömrümüzün sonuna kadar kaza edebiliriz gülüşlerimizi. Şimdi ya asmalısın beni bileklerimden Yada geçmişe inat sevmelisin en derininden... |Doğan Yücetaş |