Çocukluk Aşkım
Şimdi sana bir mektup yazmak gerek.
Kuralları ihlal ederek. Boşluk koymadan. hitap kullanmadan. Yıllar önce oturduğunuz , çocukluğumuzun geçtiği , Giriş kapısında hanım eli çiçeklerinin karşıladığı, Bahçesinde portakal ve limon ağaçlarının süslediği, Çatısında kırık kiremitleri olan evinize Yani 13 numaraya , o müstakil eve isimsiz bir mektup yazmak istiyorum. İçinde bizden , geçmişten izler taşıyan bir mektup... O adreste oturanlara madara olmayı düşünmeksizin. Koşuşturduğumuz sokakları , Oyun oynadığımız parkları bisiklete binip kaybolduğumuz , ailelerimizi telaştan kudurttuğumuz anı bile yazmak geçiyor içimden. Keşke Mustafa amca yani baban ölmeseydi diyorum... O ölmeseydi çekip gitmezdiniz bende küsmezdim mahalleye. Ne var ne yok ardımda bırakıp düşmezdim peşinize. Nereye gittiğinizi bilmeden savrulmazdım ardınız sıra. Annenin büyük şehir tutkusu da sebep ama ben babana yüklüyorum suçu Büyük şehir büyük hayat demekmiş. Daha iyi bir yaşam varmış o kötülük yuvası şehirlerde. Şayet ölmeseydi baban dinlemezdi Nermin teyzeyi. Bırakamazdı bakkal amcayla tavla oynamayı. Memleket sevdalısıydı. Düşkündü arkadaşlarına , düşkündü semtine... Kötü kader demeye de varmıyor dilim. Ölüm bu. Kara yazı. Nerede olursan ol elbet bulur izini. Yıllar, yıllar geçti üstünden dile kolay tam 15 yıl... İlk öpücüğün dün gibi aklımda. Saklıyorum hala verdiğin tokayı. Ve daha niceleri... Birde elimde bir köşesi yırtık Soğuk bir cuma günü Muhsin Amcanın dükkanında çekindiğimiz siyah beyaz bir fotoğraf kaldı. Üstünde beyaz elbisen , siyah pabuçların, Örülmüş mis kokan saçların ve ellerimden tutuşun... Onunla konuşmak bir nebze olsun azaltıyor hasretimi. Sahi sende arıyor musun beni ? Kendime sormaya korktuğum o içimi ürperten sorular var birde Öldün mü ? Evlendin mi ? Unuttun mu beni ? Hatırlar mısın karşına çıksam ? Her şeyi unuttum da bir seni unutamadım. Ahh ahh nerdesin be sevgilim. Nerelerdesin... Çok özledim çok... Yazmak istediğim çok şey var ama son veriyorum sözlerime. Anlatılmaz ki bu özlem kağıda kalemle. Resmi çoğalttım mektubun içine iliştirdim olur ya belki ulaşır eline. Sana ilk aşkını hatırlatır belki. Sana beni anımsatır belki. Çocukluk aşkın... |Doğan Yücetaş |
Kuralları ihlal ederek.
Boşluk koymadan.
hitap kullanmadan.
Yıllar önce oturduğunuz , çocukluğumuzun geçtiği ,
Giriş kapısında hanım eli çiçeklerinin karşıladığı,
Bahçesinde portakal ve limon ağaçlarının süslediği,
Çatısında kırık kiremitleri olan evinize
Yani 13 numaraya , o müstakil eve
isimsiz bir mektup yazmak istiyorum.
Herkesin geç kalmış sevdalarına gelsin sizden...Yüreğinize , kaleminize sağlık...Saygılar