Lal Gece
Susar gün,
üşür ay... Bir tutam menekşe kapatır gözlerini Son evin ışığı da söner o uzak köyde... Karanlık... Karanlık... Karanlık... Gizli saklı buluşan sevgililer kin kusar güne ve birlikte susar gelmişine, geçmişine Sonra alem de susar... Üryan düşlemeler doğar kelamsız Sevdalı gözlerin tam da gözbebeğinde ve her gerçek sevda yıldız toplar Sevgilinin teninden... Soyunduğum ruh aşk’a doğar çığlık çığlık susan sevgilinin gökyüzünden... Türkü türkü ezber olur Köy kokulu bir çok sevda... Ayşe’ler Ahmet’lere yanık Ahmet’ler Zeynep’lere... "Yitik sevdalar, yetim duyguların son nefesidir derler"... Fırat’tan Dicle’ye uzanır Dağların göğsünde emzirilen yar sesi... Kara kızın duyduğu usul bir susmadır mendili sevda oyalı saçları kekik kokulu yüreği yar/a cananın... Dudakları sus... Uzak yollar dolanır tozlu, çorak, vakitsiz... Sevda sevda hu çeker Yürekten susan dilsiz... |
Saygılarımla.........