Şimdi İstanbulda Olmak Vardı
Eminönünde balık ekmek yemekle başlar
İstanbulu düşünmek... Vay be! Koskocaaaa istanbul Bin köşe Birbirinden güzel... Binlerce insan akıp gidiyor önümden Sevinç, hüzün, karamsarlık ve belki de tadını bilmediğim aşk yüzlerinde.. Eminönü demişken Galata selam durur yurdundan göçüp gelene Belki de biraz kısık fısıldar gerçeğini Afrodit gibi güzel ölüm kadar soğuk Bilinmez. Hoşgeldin Ahmet Bey Şansın bol olsun Selma bacı Hoşgeldiniz semahlar yuvasına Hoş geldiniz kuru ekmek davasına.. Bahtınız açık olsun! Lakin bilin İstanbul’da yaşamak İçince kafa yapmayan tek ilaçtır Gözbebeğinin taa içine sokar Kadın silüetini andıran güzelliğini... ve o gün eker acı tatların tohumunu Afiyet bal şeker! // Dünyanın her yerinden varırlar İstanbuluma Hayranlık diz boyu! Gezerler adım adım ve dinlerler şirret kadının keyfi yerindeyken söylediği şarkıları "şimdi istanbul’da olmak vardı anasını satayım püfür püfür bir vapurun yan tarafında " ... Vakit biraz da nakittir Cebi düşünmektir yani.. Siz uymayın şarkıların ahengine sonra onlar da boyar sizi kendi rengine.. İstanbul... Taksimden ibaret değildir hiç bir zaman olmamıştır Tarih kokan Beyazıtı var Lakin sahafları da tarih oldu ya neyse... Duymaya hazır olduğunuzda Derinlerden güçlü bir ses gelir kulaklara o Arya’dır. Dinledikçe kendizi bulur Yeni bir serüvene kanat çırparsınız Şirret kadının lanetinde! |
Ortaköy Kabataş Erkek Lisesi'nde yatılı okuduğum dönemlerde (80-81-82) boğaza ve köprüye aşıktım.O günleri anlattığım bir yazımda //Geceleri gökyünü delercesine ışıklandırılmış Boğaz Köprüsü adeta yıldızlarla yarışır,bizler bu eşşiz gösteriyi her gece büyük bir hevesle izlerdik// demiştim beni o günlere götürdünüz teşekkür ediyorum..Saygımla...