Kaygılı Bir Martı İçimZamansız ayrılıkların mutlu komşuları gibiydim bazen Yeniden yaşamak gerektiğinde dibine vurduğum acılar gibi Sahipsiz, izbe bir sokağa kaybolurdum. Çünkü sokak olurdum kimi zaman Sahipsiz çocukları hapsederdim içime. İçim bilir ya, kendi içimde kaybolduğum olurdu ağlamaklı En çok kar yağdığında küserdim kentime Öyle belli belirsiz sancılar büyütüp Kaybolurdum kendime. Bir sokak lambasının müptelasıydım Ateş böcekleri dolanırken telaşlı sonbahar valslerinde Büyürdüm kendime. Büyürdüm lâkin Sancılıdır kaygılı gülüşlerim, aç kahkahalar gibi yalnızdım. Sonra bir ben olurdum benden öte Kaybolup giderdim ganj nehrinin dibine. İçim kaygılı bir martı gibi Son vapur seferini bekleyip kaybolurdum susam dolu simit kokusunda. |
Kimi zaman sokak olurdun
Kimi zaman o sokak aralarında kaybeden çocukluğunu
Ama bir çocuğun annesine olan özlemini giderene kadardı Lâ, silinen, ezberi
Zamansız ayrılıkların mutlu komşuları gibiydin hani ya bazen
Şimdi gelen her baharı karşılayansın, çok güzel bu