zaman sövgüleri
küresel güdüm ertesi kimsesiz onuncu köy
yağmur bulutlarını tarıyor dokuz servi sekiz çınar ağlamaklı iskele meydanı’nda kükreyip yedi deniz ülkesinde yalnızlığa konuyor zırdeli rüzgâr arena öykünümlü altıyol’da ana avrat küfrü beş geçiyor düşleri yıldız ölümlerinin farkında değil oturak öksüz hüzünlerini yüklüyor dört ayağına umutları prangalı fukara kent parkında üç kerteli merdiveni yoruyor inadına söğüt görünümlü iki karadut gölgesi ekim yaprağına kanat takıyor üç güvercin yalınayağa ağıt döküyor yaralı mevsim sidik soluyor mukavva arası çaresizlik müebbet sefaleti kelepçeleyip koynuna kaldırımlara perçinliyor uykusuzluğunu öte yanda kutsal mabetlerini kirletiyor bir ilaha kul yarım insanlık akrep zehrini akıtıyor güne sessiz isyan çeyreğine dokunuyor yelkovan mil çekip martı gözlerine ateşini körüklüyor günahın ikiyüzlülüğü ceplerine dolduruyor zaman tramvaysız törpüleyip bahariye yokuşu’nu eğri büğrü yol ucunda kanıyor moda fahişe şehir istanbul’da sıfır noktasında gemilere yükleniyor son tren -üşüyor tragedya- 02 ekim 2011 kadıköy murat aydın doma |